Etiket arşivi: Tasarruf

Tanı ve Tedavi: İktisadi Davranış Bozuklukları

Hükümetlerden şikâyetçi olduk. Merkez Bankalarını topa tuttuk. Bankaları suçladık. Makro düzeyde sanıkları saptayıp, yargıladık. Bu eleştirilerin önemli bir bölümü doğruydu da. Ama bu arada bakıyorum da, şirketlerden, tüketicinin alışkanlıklarından pek de bahseden olmadı.

Öyle ya konu emlak fiyatlarının artarak şişmesi ise, emlak satın alanların talebi bunda hiç mi etkili olmadı? Atıl kapasitelerden şikâyet ederken alınan yanlış yatırım kararlarını da gözden geçirmek gerekmiyor mu? Çevre kirliliğinden, tarım ürünlerinin fiyat artışından söz ederken, aşırı tüketimin bu sorunlardaki payını sorgulamak zorunlu değil mi?

Özeleştirinin hoşa gitmeyen penceresinden bakıldığında, insanlığın “iktisadi davranış bozuklularını” görmeye çalışmak mümkün. Yıllarca piyasa ekonomisinin, bireysel faydanın azamileştirilmesi; piyasaları düzenleyen “gizli el” fiyat mekanizmasının yararları genel kabul gördü. Bunlarla ilgili kabullerin karşısında olan sınırlı bir kitle giderek marjinalleşti. Tanı ve Tedavi: İktisadi Davranış Bozuklukları yazısına devam et

2010, Ekonomide “Ezber Bozan” Bir Yıl Olabilir…

Beklenmeyen bir etki söz konusu olur mu?Bugünlerde borsanın umulmadık ölçüde hareketlenmesi, IMF ile imzalanacak bir anlaşmanın eli kulağında olduğu haberleri ve döviz kurunun seyri, 2010 yılının finansman planları konusunda hesapların yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Bu bakımdan, özellikle Türkiye ekonomisi ile ilgili bazı ezberlerin gözden geçirilmesi için çok uygun bir yıl olabilir 2010.

İlk ezberimiz, “yabancı sermaye olmadan büyüyemeyeceğimiz” konusunda.

Öncelikle, Türkiye’nin “üçüz açık”la ilgili sorunlarından hangisini veya hangilerini kendi imkânlarıyla çözüp çözemeyeceğimiz konusunda fikir yürütelim.

Nedir bu üçüz açık?

“Üçüz açık” probleminin birincisi dış açık, cari açık gibi adlarla anılan yani toplumda kabaca ithalatın ihracattan büyük olması şeklinde ifade edilen ama aslında sadece mal ve hizmet alım-satımından kaynaklanan döviz açığını ifade etmeyen “cari açık” sorunudur.

2010 yılında ihracatın hareketlenmesi nedeniyle ithal girdiler için gerekli dövizin, ihracatla elde edilen döviz girdisi ile elde edilemeyeceği anlaşılıyor. Döviz ihtiyacı bakımından ithal edilecek tüketim malları ve dış kredi geri ödemelerini de not etmek gerekiyor. 2010, Ekonomide “Ezber Bozan” Bir Yıl Olabilir… yazısına devam et

2010 yılı için iş hayatının öncelikleri

20102009 gibi durgunlukla geçen yıllar firmalar ve hanehalkının işlerin azalmasını fırsat bilip şapkayı önüne koyduğu zamanlardır. Bu kez öyle olmadı. İşler durgundu evet, ama nakit verimliliği düşük bir iş temposu da iş dünyasının yakasını bırakmadı. Kaybedilen müşteriler, yatırım gerektirmeyen yeni sektörlere girme isteği, iflas edeceği anlaşılan borçludan son anda alınan bir senet…

Reel sektör 2009 boyunca tümüyle nakit takibine endeksli bir dönem geçirdi. Bu arada firmalarını yeniden yapılandırmaya çalışanlar; özellikle inovasyon ve verimlilik odaklı iş modelleri ilgiyle izlendi. Bir kısmı uygulanamadı, eğer krizden çok büyük zararla çıkılmadıysa uygulanması bir başka bahara kalan tedbirler listesinde kalmaya devam etti. Özellikle risk yönetimi ile ilgili seminerler ilgiyle izlendi. Krizden önce riskleri hatırlatan muhasebeciye, “yahu sen bunları bize niye anlatmadın ağabeycim” diye çıkışıldı.

2010’a girerken gündemdeki politik gelişmelerin yankıları firma ve bireylerin şikâyetlerini ülke gündeminden uzaklaştırmaya devam ediyor. Buna karşın, yeni yılla birlikte kendi koşulları ile yüzleşmek zorunda kalacak tüketici, ertelenen tüketimini hayata geçirmek için aradığı koşulların oluştuğunu en azından henüz düşünmüyor. 2010 yılı için iş hayatının öncelikleri yazısına devam et

Ekonominin Ramazanı Ramazanın Ekonomisi

Yenilenmenin vaktidir...Farkındaysanız her yıl Ramazan ayına birbirine çok benzeyen haber ve yorumlarla giriyoruz. Bunlardan en sık karşılaşılanı “Ner’de o eski Ramazanlar?” formatında muhabbetler oluyor. Bu yıl da bu ve benzeri türden yazı ve yorumları sıkça okuyacağız sanırım. Gerçi Hırka-i Şerif ile ilgili haberler bu seneye farklı bir hava kattı(!) ama ulusal medyamıza özgü kötü haberciliğin karakteri değişmedi: dini konularda bile olsa yalan yanlış bilgileri görüntü curcunası ve kışkırtıcı bir dille ver; gerçekler ortaya çıktığında da kulağının üzerine yat. Ekonominin Ramazanı Ramazanın Ekonomisi yazısına devam et

Sigara Yasağının Muhtemel Etkileri

sigarayı bağlamak...Geçtiğimiz Pazar gününden itibaren uygulanmaya başlanan sigara yasağının genişletilmesi, bugüne kadar daha çok sosyal etkileri itibariyle tartışıldı. Sigara yasağının özellikle kahvehane, bar ve eğlence yerlerinde de uygulanacak olması, ekonomi üzerinde de ciddi etkilerde bulunabilir. Öncelikle geçen yıl uygulanmaya başlanan, bugünküne göre daha dar kapsamlı olan sigara yasağının yılsonu itibariyle %1,5’luk bir pazar kaybına neden olduğundan bahsediliyor. Yani, yasağın tüketim üzerindeki etkisi beklenen düzeyde oluşmamış. Ama bugünkü haliyle yeni yasaklar, oranı %15’e kadar yükseltebilir. Sigara Yasağının Muhtemel Etkileri yazısına devam et

Ekonomide Aradığımız İstikrar Olmalı…

‘Dünya ile bütünleşme’, ‘küreselleşme’ kavramları, son on yılın en sık kullanılan ifadeleri oldu. Türkiye ekonomisinin dünya ile mal ve hizmet alış-verişi arttı. Avrupa Birliği ile müzakerelerin başlaması, yüksek faiz getirisi sağlayan bir ülke olarak Türkiye’nin dış yatırımlar bakımından cazip ülkeler arasında sayılmasına yol açtı. Buna karşın, krizle birlikte, ‘istikrar ve sürdürülebilirlik’, ekonomiler için önemli göstergelerden biri haline geldi. Türkiye ekonomisinin büyüme dinamikleri ise geriye dönük 30 yıllık bir perspektifte değerlendirildiğinde maalesef istikrar konusunda oldukça yetersiz kalıyor. Ekonomide Aradığımız İstikrar Olmalı… yazısına devam et

Seçilecek yerel yöneticiler Manisa ekonomisi için neler yapabilir?

Yerel seçimlere on gün kaldı. Belediye başkanı, meclis üyeleri ve il genel meclisi üyeleri seçilecek. Mahalle muhtarları belirlenecek. Diğer taraftan seçim sonrası oluşacak kadroları bekleyen sorunların çözümü Manisa’nın sadece önümüzdeki beş yılını etkilemeyecek. Eğer uzun vadeli çözümler üretilebilirse, Manisa, sahip olduğu ekonomik potansiyeli hayata geçirebilecek. Seçilecek yerel yöneticiler Manisa ekonomisi için neler yapabilir? yazısına devam et

Bir İyi Bir Kötü Haberim Var

Ekonomi ile ilgili haberleri tararken karşılaştığım olumlu haberlerden biri cari dengenin pozitif yönde hareket ettiği yönündeydi. Bu haberi tek başına okusaydınız, yıllardır üzerinde düşünülen bir sorunun hal yoluna girdiği yorumunu yapabilirdiniz. Fakat diğer ekonomi haberleri ile birlikte değerlendirdiğinizde, çeşitli versiyonları olan bir fıkrayı hatırlamadan edemezsiniz. Hani ‘Baba, sana bir iyi bir kötü haberim var, önce hangisinden başlayayım’ fıkraları vardır ya… Bir İyi Bir Kötü Haberim Var yazısına devam et

Finansal Farkındalık Zamanı

Satranç TaşlarıGeçtiğimiz dört yıl, dünya ve Türkiye ekonomisindeki hızlı büyümenin sarhoşluğuyla geçti. Sarhoşluğun ardından gelen baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik, ‘bir daha mı?’ dedirtirken, yeni dönemin finansal modelini tartışmak gerekiyor. Tüketicinin, hane halkının, firmaların ve kamu kesiminin, iş yönetimi konusundaki gelişmelere ayak uydurması zaman alacak.

Fırtınanın en cezbeli olduğu anda gemisini karaya çıkarmaya çalışan kaptan, çalışıp-çabalarken kendine bir sürü söz verir. ‘Karaya sağ-salim çıkar da, eşimle, çoluk-çocuğumla kucaklaşıp, bir daha açık denizlere yelken açarsam, boyum devrilsin’. Güvertedeki personel; ‘kaptan, geminin batmaması için yükün bir kısmını denize atmamız lazım, nereden başlayalım?’ diye sorduğunda, sefere çıkarken çok değerli görünen yüklere şöyle bir göz ucuyla bakıp ‘bana niye soruyorsunuz, tabii ki, ağır olanlardan başlayın!’ diyecektir. Finansal Farkındalık Zamanı yazısına devam et

Aklınız ner’deydi?

Fırtınalı denizde gemiyi yürütmek...Piyasalarda geçtiğimiz hafta başlayan dalgalanmanın şiddeti azalarak devam ediyor. Yine de hiçbir otorite, döviz, hisse senedi, faiz dengelerinin nasıl oluşacağını öngöremiyor. Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz hadlerinde yaptığı düzeltmeler, açıklamalar, durumu kurtarmaya yönelik girişimler. Bu noktada birkaç konuyu tartışmaya değer buluyorum. Aklınız ner’deydi? yazısına devam et