Etiket arşivi: tarım

Öncelikli sektörler…

Başta ekonomi eğitimi olmak üzere birçok alan sanayi sektörünün gelişimini önceliklendirir. Bilhassa gelişmekte olan ülkelerde “sınaî kalkınma hamlesi” iktisatçılardan siyasetçilere kadar herkesin diline pelesenk olmuş ezberlerlerden biridir. “Kalkınma iktisadı” gibi alanlarda çalışanlar için, tarım ve hizmet sektörleri hak ettiği ilgiyi göremeyebilirler. Bugünün dünyasında ve bugünün Türkiye’sinde sektörlerin ağırlıklarını arada bir gözden geçirmek gerekir.

Türkiye ekonomisi de hem literatür hem de gelişim çizgisi bakımından aynı yollardan geçti.  Geçtiği için de en güncel haliyle ekonomik faaliyetleri  “reel sektör”, “mali sektör” olarak ayırdı. Bu bölümlendirme mali sektörü nerdeyse ikinci sınıf olarak gördüğü için yeterli değil. En iyisi bugünün dünyasında tarım ve hizmet sektörlerinin artan önemine göre, yine klasik sınıflandırmaya geri dönmek: Tarım, sanayi ve hizmetler üçlemesini kullanmak.

Gelişmekte olan ülkelerin nüfusları hızla artıyor. Zaten Çin ve Hindistan yanına Rusya’yı eklerseniz dünyanın yarısı! Gelirleri ve nüfusları arttıkça tüketim kalıpları da değişiyor. On yılda bir kendisini ikiye katlayan Asya’nın tarım ürünleri ve enerjiye olan talebi her halükarda artıyor, artacak. Hizmet sektöründe de sınaî erişkinlik sonrasında kendi içinde işlek bir altyapı oluşuyor.   Öncelikli sektörler… yazısına devam et

Yeni Gündem: Bölgesel Kalkınma

destekTürkiye’de yeni yeni konuşulmaya başlanan kavramlardan biri de bölgesel kalkınma. Ülkemizde bölgesel kalkınma konusu, bugüne kadar genellikle bölgelerarası gelişmişlik farklılıkları veya ulusal kalkınma planları perspektifinden ele alınmıştı.

Küreselleşmeyle birlikte, kalkınma konusu yerelleşmeye başladı. Türkiye’de belki de bu akımın etkisiyle bölgesel gelişmeyle ilgili çalışmalar başladı. Öncelikle, bu konuda anahtar rolü oynayacağına inanılan kalkınma ajanslarının kurulmasıyla ilgili yasal düzenlemeler üzerinde çalışılmaya başlandı. Yeni slogan “yerelleşmeden globalleşmek mümkün değil” Yeni Gündem: Bölgesel Kalkınma yazısına devam et

Eksi % 13,8

2009 yılının ilk üç ayında, Türkiye ekonomisinin %13,8 oranında küçüldüğü açıklandı. Krizin merkezindeki bir çok ülkeye göre çok yüksek bulunan bu oran, maalesef ekonomi literatürümüze tarihi resesyonlardan biri olarak geçecek boyutlarda. İlk çeyrek için geçerli olan bu oranın devam etmesini beklemiyoruz ama, neden bu noktaya geldiğimiz düşünüldüğünde kayda değer birkaç bulguyu not etmek gerekiyor. Eksi % 13,8 yazısına devam et

Manisa’nın Parası Nerede?

Türkiye’de ekonomik gelişmenin önündeki en büyük engellerden biri olarak “sermaye yetersizliği” gösterilir. Bu nedenle Türkiye’de şahıslar, şirketler, devlet, hep dış tasarruflarla başka bir deyişle borçlanarak yatırım yapar. Burada kritik nokta, uzun vadede, yapılacak yatırımlarla geliri ve dolayısıyla tasarrufu kendine yeter hale getirmektir. Bu amaçla, tasarruf sahipleri ve fon ihtiyacı olanlar arasında, banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla bir köprü kurulur. Ancak, tarım toplumlarında arz ve talep arasındaki sözkonusu köprü, genellikle resmi değil gayriresmi şekilde inşa edilir. İnsanlar tasarruflarını banka ve diğer kuruluşlarda değerlendirmek yerine yastık altında tutmayı tercih edebilir. Manisa’nın Parası Nerede? yazısına devam et

Büyüme, İşsizlik ve Verimlilik

İki gün önce yayınlanan istihdam istatistikleri, Türkiye genelindeki işsizlik oranının, 2005 yılının Eylül ayı itibariyle % 9,7 olduğunu gösteriyor. Hesaplama tekniğindeki sınırlamalar bir yana, son 4 yıldaki % 25’lik büyümeye rağmen, işsizlik oranının düşmeye direnmesinin nedenleri üzerinde düşünmek, boş bir çaba sayılmaz sanıyorum. Büyüme, İşsizlik ve Verimlilik yazısına devam et