Etiket arşivi: tüketici güveni

Kurban bağışları nasıl “sosyal sorumsuzluk” kampanyası haline geldi?

Kurban derileri kapışılmayınca şüphelenmeliydik. Herhalde eskiden her yıl tekrarlanan ve bir cumhuriyet klasiği haline gelen “kurban derilerinin yasal olarak hangi kurum tarafından toplanabileceği” tartışmaları da olmayınca “bu işin içinde bir bit yeniği var” demedik. Örneğin “250 TL’ye nasıl kurban kesiliyormuş?”  diye soranlara “belki bir yıl önceden sözleşme yaparak, fiyat kontratı yapmışlardır” dememeliydik.

Geçenlerde uğradığım bir üst düzey kamu görevlisi kurban bağışı ile ilgili gözaltılardan sonra kendini iyiden iyiye enayi yerine konmuş olarak görüyordu ki; “Uğur Bey, nasıl cesaret edebilirler, anlayamıyorum!” derken, aynı görevden emekli bir kişi daha gelip “yıllardır bu kurumlara yapıyordum bağışlarımı” diyerek iç geçiriyordu. Kurban bağışları nasıl “sosyal sorumsuzluk” kampanyası haline geldi? yazısına devam et

2010 yılı için iş hayatının öncelikleri

20102009 gibi durgunlukla geçen yıllar firmalar ve hanehalkının işlerin azalmasını fırsat bilip şapkayı önüne koyduğu zamanlardır. Bu kez öyle olmadı. İşler durgundu evet, ama nakit verimliliği düşük bir iş temposu da iş dünyasının yakasını bırakmadı. Kaybedilen müşteriler, yatırım gerektirmeyen yeni sektörlere girme isteği, iflas edeceği anlaşılan borçludan son anda alınan bir senet…

Reel sektör 2009 boyunca tümüyle nakit takibine endeksli bir dönem geçirdi. Bu arada firmalarını yeniden yapılandırmaya çalışanlar; özellikle inovasyon ve verimlilik odaklı iş modelleri ilgiyle izlendi. Bir kısmı uygulanamadı, eğer krizden çok büyük zararla çıkılmadıysa uygulanması bir başka bahara kalan tedbirler listesinde kalmaya devam etti. Özellikle risk yönetimi ile ilgili seminerler ilgiyle izlendi. Krizden önce riskleri hatırlatan muhasebeciye, “yahu sen bunları bize niye anlatmadın ağabeycim” diye çıkışıldı.

2010’a girerken gündemdeki politik gelişmelerin yankıları firma ve bireylerin şikâyetlerini ülke gündeminden uzaklaştırmaya devam ediyor. Buna karşın, yeni yılla birlikte kendi koşulları ile yüzleşmek zorunda kalacak tüketici, ertelenen tüketimini hayata geçirmek için aradığı koşulların oluştuğunu en azından henüz düşünmüyor. 2010 yılı için iş hayatının öncelikleri yazısına devam et

Kamu Bankaları Olmasa Tüketici Yandı

06-bank-credit-card[1]Merkez Bankası verilerine göre kamu bankaları, tüketici için kritik önem taşıyan taksitli kredi kartlarında geçen yıla göre % 96,2’lık artışla tüketimin finansmanında önemli bir rol oynadı.

Kamu Bankaları özel bankaların %1,5 azalttığı kredi kartı finansmanlarına ek olarak, tüketici kredilerinde de %17’lik bir artış sağlayarak ekonomiye destek verdi. Özel bankaların taksitli ticari krediler, tüketici kredileri ve taksitli bireysel kredi kartları kategorilerinin tümünde düşüş görüldü. Kamu Bankaları Olmasa Tüketici Yandı yazısına devam et

Tek çiçekle bahar gelmez

Bahar ve ciceklerBorsa yükseliyor, faizler düşüyor, dış piyasalarda bir filizlenme var. Kur ve enflasyonun seyri de öyle. Bilançonun diğer tarafı içinse aynı şeyi söylemek mümkün değil. Tüketici güveni dışında sanayi üretimi ve milli gelir geriye doğru gitmeye devam ediyor. İstihdam ve sanayi üretimi hakeza, istihdam da öyle. Vatandaş bunları alt alta koyduğunda doğal olarak kafası karıştığı için, gerçekte gidişatın ne yönde olduğunu sınıflandırmak daha doğru olmalı. Tek çiçekle bahar gelmez yazısına devam et

Çıkış Senaryoları

SenaryolarKrizin etkilerinin giderilmeye başladığı yönünde açıklamaların sayısı arttı. Bu konudaki fikrimi daha önce açıklamış olsam da, gerekçeleriyle birlikte yeniden ele almanın zamanı geldi diye düşünüyorum.

Önce krizden çıkışın ne anlama geldiği konusunda bir mutabakat sağlamak gerekiyor. Benim “krizden çıkış”tan anladığım, ekonominin krizin başlangıcında sahip olduğu performansına geri dönmesidir. Çıkış ile bunu kastediyorsak, 2009 yılının Kasım ayından itibaren yaraların sarılmış olacağını tahmin ediyordum. Halen aynı düşünceyi muhafaza ediyorum. Çıkış Senaryoları yazısına devam et

Ekonomide Psikolojik Faktörler

Hafta içinde açıklanan büyüme oranlarının, beklenenden yüksek olduğu anlaşıldı. Telsim’in satışıyla da önemli bir döviz girdisi sağlanması bekleniyor. Enflasyon düşüş eğilimini sürdürürken, cari açıktaki problemin kronikleşme eğilimi devam ediyor. İşsizlikle ilgili mevcut sorunlar sürüyor. Tüm bu şartlar birlikte değerlendirildiğinde, geniş kitlelerde beklenen memnuniyet duygusunun oluşmadığı görülüyor. Bu durumun nedenleri üzerinde düşünülürse, ekonomide psikolojik faktörlerin ne denli önemli olduğu anlaşılır. Ekonomide Psikolojik Faktörler yazısına devam et