Etiket arşivi: enflasyon

Türkiye ekonomisi ‘taburcu’ olabilecek mi ?

Türkçenin ilginç deyimlerinden biri de “taburcu” olmak. Hastaneden çıkabilecek kadar iyileşebilmiş, tedavisi kısmen veya tamamen tamamlanmış hastalar için kullanılageliyor. Türkiye’de hastaneler ilk defa askerî amaçla kurulduğundan, kelimenin çıkış noktası cihet-i askeriyeden… Hastamız iyileşti; artık revirden çıkıp tabura dönebilecek, görevlerini yerine getirebilecek durumdadır anlamında…

Memleketimizin ekonomisi söz konusu olduğunda “taburcu” olmak, istikrara kavuşmak anlamında düşünülebileceği gibi etrafımızdaki ateş halkasına bakılırsa aynı zamanda “savaşa hazır olmak” manasında da kullanılabilir.

Türkiye ekonomisi ‘taburcu’ olabilecek mi ? yazısına devam et

Merkez, faturalı hattan kontörlüye geçti

Merkez Bankası hafta içi faiz oranını 625 baz puan (%6,25) birden yükseltti. Beklentilerin oldukça üzerinde bir artırımla faiz haddi %24’e ulaşmış oldu.

Geriye doğru bir yıllık enflasyon oranının üzerinde bir faiz oranı belirlenmesi, Türkiye ekonomisinin fiyatlama risklerini düşürmek amacıyla ‘önden yüklemeli’ artış olarak tanımlanıyor. Bugüne dek ağırlıkla post-travmatik dönemde yani maliyetler oluştuktan sonra tedavi amaçlı artırılan faiz, bu defa oluşan baskının ötesinde ve öngörüler kapsamında artırılmış oldu. 

Söz konusu Para Politikası Kararı’nın duyuru metninde ‘dış talep koşullarındaki iyileşmeye karşın iç talepteki zayıf seyrin devam ettiği ancak fiyatlama davranışındaki bozulmanın bir risk olarak varlığını sürdürdüğü’nden dem vuruluyor. Politika faizinin yüksek belirlenmesinde Eylül ve Ekim enflasyon rakamlarının yüksek oranda gerçekleşeceği beklentisinden hareketle, Aralıktaki toplantıya kadar ön alınmış olunuyor. Ayrıca 20 Eylül’de açıklanacak Orta Vadeli Plan’a (OVP) kadarki sürenin kazanılmış olmak istenmesi diğer bir faktör olabilir.  

Faiz kararının ardından, aynı gün 10 yıllık tahvil faizlerinde düşüş yaşandı. Keza, Türkiye’nin risk primi (CDS) düştü, borçlanma maliyeti azalmış oldu. Dövizde sert bir değer kaybı görüldü.

Bu noktadan sonra önemli olan, kurdaki seviyeden çok oynaklığın önlenmesidir. Reel sektör için olduğu kadar para ve sermaye piyasaları için de volatilite başlı başına bir sorun… İçeride talebi baskılayan asıl unsur da bu oynaklık olsa gerek.

Bugünlerde sıklıkla bahsedilen stokçuluk eğilimlerinin ve keyfi görünen kurdan bağımsız yüksek fiyat artışlarının önlenmesi için kurun yüksek de olsa belirli bir seviyede tutunabilmesi sağlanmalıydı. Mevcut faiz oranı ile jeopolitik koşullarda ortaya çıkabilecek sürprizler dahi (elbette bu sürprizin derecesine göre) dengelenebilir görünüyor. 

Yabancı sermaye girişinin sağlanabileceği bir ortam yeniden canlandı. %24’lük bir politika faizi nispeten istikrarlı bir kurla döviz girişini teşvik edecektir. Bu denli yüksek bir faiz artırımının yabancı sermayeye Merkez Bankası’nın bağımsızlığı açısından bir mesaj vermiş olduğunu da es geçmemeli.  Merkez, faturalı hattan kontörlüye geçti yazısına devam et

Kurla Gelen Yeni Dönem

Kurdaki sıçrama en hızlı şekilde dış ticaret ve enflasyon rakamlarına yansımış oldu. Yayın tarihleri ve kapsadıkları aralık itibariyle daha güncel sayılabilecek olan rakamlar arasında  özellikle Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi’ndeki gelişmeler son derece dikkat çekici. Yakın gelecekle ilgili fikir vermesi bakımından bu iki verinin bazı unsurları üzerinde durulmalı.  

Enflasyon

Kurdaki artış nedeniyle oluşan enflasyon hakkında neredeyse kesinleşmiş iki bilgiyi tekrar edelim: 

1) Kurdaki %10’luk artış, fiyatlar üzerinde %1,5 oranında etkide bulunuyor.  

2) Döviz kurunun TL bazındaki fiyatlamaya geçiş süresi 1,5 ila 2 ay arasında gerçekleşiyor. 

Yukarıdaki verilerden hareketle elimizdeki endeks verilerinin eğilim olarak süregideceğini varsaymak yanlış olamayacaktır. Belki TÜFE üzerindeki artış oranlarının kuvvetle artarak devam edeceğini altını çizerek öngörmek daha doğru. Dövizle birlikte artan üretim maliyetlerinin birikerek tüketiciye daha az yansıtılabildiği aylar geride kalmış görünüyor.  Kurla Gelen Yeni Dönem yazısına devam et

Enflasyonda Bir Adım Yukarı

Merkez Bankası Aralık Ayı fiyat gelişmelerini açıklandı. Raporun kamuoyunda yeterince tartışılan bölümlerine tekrar değinmeye gerek yok. 2016 sonu itibariyle %8,53’lük bir Tüketici Enflasyonu, hedeflerin üzerinde olduğu kadar önümüzdeki bir kaç ay daha devam edebileceği anlaşılan etkileri de ortaya koyuyor. Gıda, enerji, döviz kuru ve vergi ayarlamaları ekseninde yüksek artış sergileyen enflasyondan geçici etkiler elbette arınacaktır. Ancak anlaşılan o ki bir yıllık fiyat artışları toplamı üzerinde vergi ayarlamalarının etkisi %1,57 ile sürpriz oluşturuyor. Yani vergi artışları olmasa hedefin yakalanması mümkün iken yüksek artış oranı nedeniyle hedefin üzerinde bir endeks değerine ulaşılmış.

Geçici etkilerin Ocakta da devam edeceği varsayımıyla dahi fiyat istikrarının hedefler çerçevesinde gerçekleşmeyeceğini söylemek için erken. Yönetilen fiyatlarda Merkez Bankası’nın bir sorumluluğu olmadığını da herkes bilecek durumda. Buna karşın çekirdek enflasyondaki bozulma 2017 hedeflerinin zora gireceği yönündeki karamsar tahmincilerin eline ciddi bir koz veriyor. Dolar kuru 2017’nin ilk haftasındaki 3,60TL’lık seviyesi ile fiyat baskısının ileriki aylara taşınacağını gösteriyor. Beklentileri de bozan bu faktörler, ücret seviyesinde ve faiz haddinde yukarı yönlü talepleri artırabilir. Enflasyonda Bir Adım Yukarı yazısına devam et

Fiyatlarda Devletin ve Küresel Ekonominin Belirlediği Yeni Patikaya Girildi

Merkez Bankası’nın Ocak–2010 Enflasyon Raporu hafta içi açıklanan rakamların habercisiydi. Fiyat artış seviyesinin beklenenin üzerinde olması, 2010 yılı için bazı değişkenlerin nasıl şekilleneceğini tahmin etmemizi sağlayabilir.

Bölge ekonomisi bakımından tarım ürünlerinin fiyatları çok önemli. Bu yıl tarım sektörü ile ilgili iki müjdeli haber var ki; hem tarım üretiminde hem de tarım ürünlerinin fiyatlarında artış bekleniyor. Bu yılın fiyatları gelecek yılın üretimini artıracağı için ilk akla gelen gelecek yılın ürün fiyatlarında düşüş eğiliminin belireceği olurdu. Bu kez sanırım alışılagelmiş tablo belirmeyecek.

Fiyat artışlarında son aylarda yapılan vergi bazlı zamların etkisi büyük. Hatta yıllık fiyat artışına yakın oranda artışların tek bir ayda vergi nedeniyle görüldüğü bir dönemdeyiz. Kamunun bütçe dengesini sağlamaya yönelik çabaları kapsamında yapılan artışların devam etmeyeceği varsayımıyla dahi, yıl içinde enflasyon oranında sadece vergi nedeniyle %1,5’luk bir artış öngörülüyor. İyimser olduğunu düşündüğüm bu tahmin bile, hedef enflasyon oranına göre çok yüksek. Fiyatlarda Devletin ve Küresel Ekonominin Belirlediği Yeni Patikaya Girildi yazısına devam et

Hatırlatması Bizden Çözümü Sizden!

turgut ozalEditör dostum İbrahim Şamil mesleği itibariyle arşiv konusuna meraklıdır. Kendisi medya okuryazarlığı üzerine de çalıştığından olsa gerek şimdilerde gazetelerimizin eski yıllarda manşetlerinde neler söylediklerine odaklanmış. Yüzünde muzip bir gülümsemeyle büroma gelip de bana Hürriyet Gazetesi’nin 26 yıl öncesine ait bir manşetini hatırlatması bundandır. Yazının sonuna kadar sıkılmadan okursanız bu manşetin bugünümüze ilişkin ne kadar da çok mesaj taşıdığını siz de anlayacaksınız.

Hürriyet Gazetesi 7 Aralık 1983 tarihinde sürmanşetten tam olarak şöyle seslenmiş:

Hürriyet’ten Mesaj: “Hatırlatması Bizden Çözümü Sizden… Özal’ı Bekleyen 7 Sorun”

1. Konut sıkıntısı, 2. Enflasyon, 3. Orta Direk, 4. Vergiler, 5. Enerji Darboğazı, 6. Bürokrasi, 7. İşsizlik Hatırlatması Bizden Çözümü Sizden! yazısına devam et

Enflasyon bildiğimiz gibi…

Son aylarda enflasyon beklentisini düşüren ekonomi otoritelerinin öngörülerinin aksine enflasyon oranı yıllık bazda %5 civarında tutunmaya devam ediyor. Buna karşın aylık bazda üretici fiyatları endeksi (ÜFE) % 0,42 olarak gerçekleşti.

Yıllık bazda düşmeye devam eden maliyetlerin tüketici fiyatlarına henüz yansımaması tüketicilerde fiyat seviyesinin daha da aşağıya düşeceği beklentisi oluşturarak harcamalarını öteleme eğilimlerini arttırıyor. Enflasyon bildiğimiz gibi… yazısına devam et

Demokratik Açılımın “A”sı Ramazan’ın “W” si…

W modelKocabaşlar bir haftadır “açılım”“saçılım” mı karar veremezken ve gelişmeler de ekonomik gündemden rol çalarken durum “kaçınım” haline geldi. Ama piyasa ekonomisi hala krizden çıkış senaryolarını emanet ettiği kâhinlere ihtiyaç duyduğuna göre, önümüzde uzun bir yol var demektir.

Biliyorsunuz krizle ilgili “yaratıcı” ifadeler, kendisini alfabenin çeşitli harfleri ile göstermeye başlamıştı. “V” ile hızlı bir çıkış, “U” ile dipte uzun bir süre oyalanan ama daha dik bir çıkış öngörülüyordu. Sonra benim de dâhil olduğum bir başka zümre “W” açılımı yaptı. Yani halk arasında “testere ağzı” olarak adlandırılan çıkış sembolü. Demokratik Açılımın “A”sı Ramazan’ın “W” si… yazısına devam et

İşletme Düzeyindeki Destekler

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresiManisa’daki sanayi kuruluşlarının yeniden yapılandırılması ile ilgili yazımızda, kamunun verdiği desteklerden yararlanma alışkanlığının yerleşmediğinden bahsetmiştik. Çeşitli kişi ve kurumlardan bu ve benzeri konularda pratik bilgi verilmesi gerektiği yönünde istekler geldi. Ana başlıklarıyla söz konusu desteklerin bir bölümünden bahsetmek istiyorum. İşletme Düzeyindeki Destekler yazısına devam et

Tünelin Ucundaki Işık

Merkez Bankası başkanının hafta içinde yaptığı açıklamayı izledik. Başkan Durmuş Yılmaz  “tünelin ucunda ışık göründü ama bu ışık karşıdan gelen bir arabanın ışığı da olabilir” dedi. Yılmaz, “Öncü göstergelerdeki iyimser gelişmelerin devam ettiği”ni de açıklamalarına ekledi. Bugün tartışmak istediğimiz, ekonomi otoritelerinin temkinli olmasına yol açan faktörler. Tünelin Ucundaki Işık yazısına devam et