Etiket arşivi: cari açık

Değiş Tokuşa Devam: Bütçe Verileri, İşsizlik ve Döviz Kuru

Geçtiğimiz hafta bütçe verilerini, cari işlemler dengesini ve istihdam verilerini, bir arada değerlendirme imkanı ortaya çıktı.

Cari işlemler açığı ile kamu dengesindeki fazla birlikte okunduğunda bütçe fazlasının özel sektördeki açık pahasına sağlandığı anlaşılıyor. Süregelen bu olgunun farkına varılmadığını söylemek yanlış. Vergi indirimleri ile piyasada sağlanmak istenen canlanmanın sonuçları izlenirse atılan adımlar devam ettirilecektir.

Cari işlemlerde yılın özeti, petrol fiyatlarındaki düşüş ile turizm gelirlerindeki azalmanın birbirini dengelediği yönünde. Darbe girişimi sonrasında, ekonomik aktivitenin sınırlandığı dönemde doğrudan yatırımlarda azalmanın görülmesi doğaldı. Turizm sektörünün ne denli önem taşıdığı istihdam istatistikleri ile de doğrulanmış oluyor. Genç işsizliğinin önlenmesinde hizmet sektörünün; hizmet sektöründe de turizmin altını bir kez daha çizmek gerekir.

Değiş Tokuşa Devam: Bütçe Verileri, İşsizlik ve Döviz Kuru yazısına devam et

2010, Ekonomide “Ezber Bozan” Bir Yıl Olabilir…

Beklenmeyen bir etki söz konusu olur mu?Bugünlerde borsanın umulmadık ölçüde hareketlenmesi, IMF ile imzalanacak bir anlaşmanın eli kulağında olduğu haberleri ve döviz kurunun seyri, 2010 yılının finansman planları konusunda hesapların yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Bu bakımdan, özellikle Türkiye ekonomisi ile ilgili bazı ezberlerin gözden geçirilmesi için çok uygun bir yıl olabilir 2010.

İlk ezberimiz, “yabancı sermaye olmadan büyüyemeyeceğimiz” konusunda.

Öncelikle, Türkiye’nin “üçüz açık”la ilgili sorunlarından hangisini veya hangilerini kendi imkânlarıyla çözüp çözemeyeceğimiz konusunda fikir yürütelim.

Nedir bu üçüz açık?

“Üçüz açık” probleminin birincisi dış açık, cari açık gibi adlarla anılan yani toplumda kabaca ithalatın ihracattan büyük olması şeklinde ifade edilen ama aslında sadece mal ve hizmet alım-satımından kaynaklanan döviz açığını ifade etmeyen “cari açık” sorunudur.

2010 yılında ihracatın hareketlenmesi nedeniyle ithal girdiler için gerekli dövizin, ihracatla elde edilen döviz girdisi ile elde edilemeyeceği anlaşılıyor. Döviz ihtiyacı bakımından ithal edilecek tüketim malları ve dış kredi geri ödemelerini de not etmek gerekiyor. 2010, Ekonomide “Ezber Bozan” Bir Yıl Olabilir… yazısına devam et

DEMOKRASİ – BÜTÇE HAKKI = SIFIR

Geçtiğimiz haftalarda tamamlanan bütçe görüşmeleri güncel siyasi olayların gölgesinde kaldı. Halbuki bütçe vatandaşın, seçmenin siyasetçinin en fazla ilgilenmesi gereken konuların başında geliyor. Vatandaş bakımından, ödenen vergilerin hangi giderlere tahsis edileceği; siyasetçi bakımından da seçmenin nezdinde hangi giderlerin topumun ihtiyaçlarını karşılayacağı bütçeyle anlatılıyor.

Kelime kökeni itibariyle “bütçe” Fransızca’dan “bougette” İngilizce’ye geçmiş, “budget” olmuş. Bütçe yapılırken Maliye Bakanı’nın elinde taşıdığı çantadan adını almış. Bizde aynı kelimeden iki ayrı sözcük tüketilmiş. Biri “poşet”, diğeri “bütçe. Ama galiba Cumhuriyet’le yaşıt “Genel Muhasebe Kanunu”nun uygulandığı yılların sonunda, 5018 Sayılı yasa uygulanmadan önce, hele de kamu açıklarının yoğun olduğu yıllarda daha ziyade “poşet” anlamında kullanılmaya daha uygun bir kanun olmuş Bütçe Kanunu.

Adı üstünde, diğerleri gibi bir kanun olan bütçe, hükümetin gelecek bir dönem için -şimdilerde orta vadeli planın uygulanmasıyla çok yıllı bütçe uygulanıyor- yapmak istediği işlerin bir listesini ve bu işleri yaparken hangi kaynakların kullanılacağını listelemiş oluyor. DEMOKRASİ – BÜTÇE HAKKI = SIFIR yazısına devam et

IMF İstanbul’da kendi evinde; Ankara, İstanbul Deplasmanında

imfTam da “bayram değil seyran değil…” durumu. Uluslararası derecelendirme kuruluşları Türkiye’ye teveccüh gösteriyor! Aynı kuruluşların krizden önce batan bankalara tam not vermiş olduğunu hatırlamazsak son derece olumlu bir gelişme.

II. Dünya Savaşı sonrası “yeni dünya düzeni” ve yeni ekonomik konseptin oluştuğu yıllarda, Türkiye de dışa açık bir ekonomi politikasına adım atıyordu. Şimdi de krizin etkilerinde azalmanın başlayacağı söylenen günlerde (post-crisis era) yeniden İstanbul’da toplanılıyor. Dünya Bankası Grubu ve IMF Yıllık Toplantısı 6–7 Ekim 2009 tarihinde İstanbul’daki yapılmış olacak. Ama bana göre asıl kritik konu 5 Ekim günü yapılacak seminerler. Seminerlerin ortak başlığı: “Krizden sonra”. Bu başlık altında düzenlenen seminerlerde kriz sonrasında uygulanacak yeni finansal sistem tartışılacak. IMF İstanbul’da kendi evinde; Ankara, İstanbul Deplasmanında yazısına devam et

Demokratik Açılımın “A”sı Ramazan’ın “W” si…

W modelKocabaşlar bir haftadır “açılım”“saçılım” mı karar veremezken ve gelişmeler de ekonomik gündemden rol çalarken durum “kaçınım” haline geldi. Ama piyasa ekonomisi hala krizden çıkış senaryolarını emanet ettiği kâhinlere ihtiyaç duyduğuna göre, önümüzde uzun bir yol var demektir.

Biliyorsunuz krizle ilgili “yaratıcı” ifadeler, kendisini alfabenin çeşitli harfleri ile göstermeye başlamıştı. “V” ile hızlı bir çıkış, “U” ile dipte uzun bir süre oyalanan ama daha dik bir çıkış öngörülüyordu. Sonra benim de dâhil olduğum bir başka zümre “W” açılımı yaptı. Yani halk arasında “testere ağzı” olarak adlandırılan çıkış sembolü. Demokratik Açılımın “A”sı Ramazan’ın “W” si… yazısına devam et

Tek çiçekle bahar gelmez

Bahar ve ciceklerBorsa yükseliyor, faizler düşüyor, dış piyasalarda bir filizlenme var. Kur ve enflasyonun seyri de öyle. Bilançonun diğer tarafı içinse aynı şeyi söylemek mümkün değil. Tüketici güveni dışında sanayi üretimi ve milli gelir geriye doğru gitmeye devam ediyor. İstihdam ve sanayi üretimi hakeza, istihdam da öyle. Vatandaş bunları alt alta koyduğunda doğal olarak kafası karıştığı için, gerçekte gidişatın ne yönde olduğunu sınıflandırmak daha doğru olmalı. Tek çiçekle bahar gelmez yazısına devam et

Seçimden Önce ve Seçimden Sonraki Ekonomik Görünüm

secim_anket_200[1]Türkiye ekonomisinin seçimden önceki görünümü, özellikle sanayi üretiminde üretim ve kapasite kaybı, fiyat seviyesinde beklenenin altında bir artış, dış açıkta azalma, işsizlikte ise artış eğiliminin devam etmesi olarak özetlenebilir. Bu başlıkların ayrıntıları sorgulandığında ise enflasyon ve cari açıktaki olumlu seyrin aslında talep eksikliğinin doğal sonuçları olduğu görülebiliyor. Dünya genelindeki ekonomik daralmanın hammadde fiyatlarının ekonomi üzerindeki yükünü hafiflettiği de diğer önemli bir dönem profili. Son haftalarda döviz fiyatları üzerindeki yukarı yönlü hareketin, kamuoyunun dikkatini çeken önemli bir gelişme olduğunu da belirtelim. Seçimden Önce ve Seçimden Sonraki Ekonomik Görünüm yazısına devam et

Bir İyi Bir Kötü Haberim Var

Ekonomi ile ilgili haberleri tararken karşılaştığım olumlu haberlerden biri cari dengenin pozitif yönde hareket ettiği yönündeydi. Bu haberi tek başına okusaydınız, yıllardır üzerinde düşünülen bir sorunun hal yoluna girdiği yorumunu yapabilirdiniz. Fakat diğer ekonomi haberleri ile birlikte değerlendirdiğinizde, çeşitli versiyonları olan bir fıkrayı hatırlamadan edemezsiniz. Hani ‘Baba, sana bir iyi bir kötü haberim var, önce hangisinden başlayayım’ fıkraları vardır ya… Bir İyi Bir Kötü Haberim Var yazısına devam et

Cari Açığı Kapatma Kararı

Kapatma davası açıldığından bu yana, ekonomideki beklentiler hayli bozulmuştu. Dışarıdaki ekonomik koşullarla, içeride enflasyon ve cari açığa ilişkin olumsuz gelişmeler, siyasi tablo, Ergenekon derken, 2008 yılı tümüyle kaybediliyor gibi göründü. Geçen yıl da Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları ve genel seçimler, yılın üç çeyreğinin önemli siyasi sorunlar yüzünden kaybedilmesine sebep olmuştu. Cari Açığı Kapatma Kararı yazısına devam et

Büyüme ve Cari Açık

2005 yılının ilk dokuz aylık döneminde Türkiye ekonomisi % 5,4 oranında büyüdü. Basına % 7 olarak yansıyan 2005 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin (Temmuz, Ağustos, Eylül) büyüme rakamı, kullanılmaya çok elverişli değil. Yine de, büyüme istatistikleri incelendiğinde 2005 yılı hedeflerine ulaşılacağı anlaşılıyor. Büyüme ve Cari Açık yazısına devam et