Türk toplumunun yatırım kavramına atfettiği değer ile ekonomi dilinin yatırımdan kastettiği arasında fark olduğu eskiden beri bilinir ve tekrarlanır. Geniş nüfus grubunun yatırımdan anladığı genellikle finansal yatırımlardır. Daha geniş bir diğer halk tipi yatırım ise, borsa, döviz, mevduat faizi üstüne altın, gayrimenkul eklenip, repo da bu toplamın içindeki yerini aldığında oluşur. Bu tanımdan hareket edersek, aslında tasarruf adı verilmesi gereken birçok değerin, yatırım olarak adlandırıldığını duyarız.
Tüm anlamlarıyla yatırım kelimesinin Türkiye’de ifade ettiği değerin zaman çizgisi içinde ayrıca üç anlam daha kazandığını düşünüyorum. İlk zaman dilimi, yüksek enflasyon döneminde, yani 2002’ye kadarki dönemdi. İkincisi, 2002 ile 2007 yılına kadar geçen ve giderek düşen faiz hadleri, düşen enflasyon, artan dış yatırımlar ve hızlı büyüme dönemi oldu. 2008’in ortalarından bugüne dek geçen ve bundan sonra da devam edeceği anlaşılan belirsizlik ve düşük getiri dönemi ise üçüncüsü oluyor. Yeni dönemde tasarruf-yatırım alışkanlıkları değişecek mi? yazısına devam et