Manisa’daki sanayi kuruluşlarının yeniden yapılandırılması ile ilgili yazımızda, kamunun verdiği desteklerden yararlanma alışkanlığının yerleşmediğinden bahsetmiştik. Çeşitli kişi ve kurumlardan bu ve benzeri konularda pratik bilgi verilmesi gerektiği yönünde istekler geldi. Ana başlıklarıyla söz konusu desteklerin bir bölümünden bahsetmek istiyorum.
Son yıllarda yeniden yapılanan KOSGEB’in “Desteklerin Adı, Destek Oranları ve Yararlanıcılar Tablosu”ndaki destekleri ana hatlarıyla özetlemek gerekirse şu başlıkları görüyoruz:
– Danışmanlık ve Eğitim
– Teknoloji Geliştirme ve Yenilik
– Bilişim
– Kalite Geliştirme
– Pazar Araştırma ve İhracatı Geliştirme
– Uluslararası İşbirliği Geliştirme
– Bölgesel Kalkınma başlığı altında Yerel Ekonomik Araştırma
– Girişimciliği Geliştirme
– Banka Kredi Faiz Destekleri
Bu desteklerin ayrıntıları yazının sınırlarını aşabilir.
AR-GE konusuna özgü TÜBİTAK destekleri ise, KOBİ’ler ve daha büyük ölçekli sanayi kuruluşlarına yönelik olarak ikiye ayrılıyor. TÜBİTAK AR-GE destekleri ile ilgili olarak yapılan başvurularda projeler, daha kapsamlı ve hazırlık süreleri daha uzun olduğundan, belirli düzeyde altyapısı olan firmalar için daha uygun görünüyor. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) destekleri de, farklı koşullarda ama benzer kapsamdadır.
İşletme yönetimi bakımından desteklerin önemi
İçinde bulunduğumuz ekonomik tablo, özellikle enflasyon, orijinal olarak arz yönlü gelişiyor. Fiyat artışları, talep yoğunluğundan çok, enerji, hammadde gibi emtia ve girdi fiyatlarındaki yükselme eğilimden kaynaklanıyor. Maliyet enflasyonu adı verilen enflasyon yapısında üreticinin üzerinde kalan maliyet tutarından, kısa vadede tüketiciye yansıtılamayan maliyet ve gider artışlarının varlığından söz edilmeli. Bu süreci, firma teorisi bakımından doğru okumak, özellikle kısa vadede doğru önlemler almak hayati önemde olabilir.
Son yıllarda, Türkiye’ye giren finansal imkanlar, büyümenin sınırlarına gelmiş Türkiye ekonomisine aktarılan fonlardan büyük bir bölümünün firmalara aktarılmasını sağladı. Söz konusu kredilerin önemli bir bölümü, geri dönüş hesapları doğru yapılmadan verildi. Şirketlerin finansal yapıları rahatladı ama özkaynak kullanımları sınırlandı. Borçluluk oranları, hatta firmalara ait döviz cinsinden dış borçlar arttı.
Yukarıda sıralanan desteklerin, ekonomik sorunlara arz yönlü müdahale bakımından önemi büyük. Bir başka değer ise, işletmelerin özkaynaklarının kısıtlı olduğu bir dönemde, gereksiz kredilerle varlıklarına ipotek koymalarını engellemeye imkan vermeleri.