Türbülans-2

 Dolar yeni rekorlar peşinde koşmaya devam ederken öncelikle bu ateşin sönmesi için yapılması gerekenler tartışılıyor. Aksi halde, Türkiye’nin dış politikası ile ekonomik yapısı birbirine uyumlu mu? gibi sorular sormak gerekirdi. Bugün önümüzde bulduğumuz sorunların bir çoğu geçmişte alınan yanlış kararların sonucu olabiliyor zira.
Hafta içinde, Merkez Bankası’nın Dolar’la ilgili müdahale planı örtülü bir şekilde açıklanmış oldu. Merkez, döviz rezervini oluştururken yaptığının tersini yapacak. Bankalardaki mevduatların karşılığı olarak kabul ettiği Dolar’ları bankalarda bırakarak, piyasadaki döviz arzını dolaylı olarak artırmış olacak. Sadece Dolar satış ihaleleri ile söndürülemeyen ateşi bu şekilde oksijensiz bırakacak. Bu politikanın tam anlamıyla başarı kazanabilmesi için sermayenin Türkiye’ye geliş hızı ile gidiş hızının birbirine yakın veya eşit olması gerekiyordu. Şimdilik çıkışlar daha hızlı.
Miktar-Fiyat…
Piyasada paranın değerini etkileyebilecek miktar ve fiyat olmak üzere iki silah var. Miktar ile piyasadaki para miktarını azaltıp çoğaltmayı kastediyoruz. Para arzı, zorunlu karşılıklar, açık piyasa işlemleri gibi çeşitli alt grupları burada sayabiliriz. Para politikasında fiyat da faiz oranı anlamında. Son dönemde faiz oranı, kullanılmak istenmeyen bir enstrüman olarak öne çıktığı için miktarla ilgili politikanın devamı öne çıkabilir. Merkez, miktar-fiyat bileşiminin oluşumunda piyasanın faizde belirlilik ihtiyacını bahane ediyor.
Ekonomi mi dış politikaya uyarlanacak? Yoksa tersi mi?
Dövizin seyri konusunda daha genel bir etken Suriye. Hafta başından bu yana uluslararası kamuoyunun müdahale konusundaki görüşü değişkenlik gösteriyor. Belli ki bir askeri operasyon yapılacak. Uluslararası güçler Suriye ile değil daha çok kendi aralarındaki peşreve devam ettikleri için karar süreci uzamış görünüyor.
Türkiye ekonomisi için önemli olan Suriye’deki belirsizliğin sona ermesi. Bölgedeki karmaşa maalesef Esad’ın gitmesi ile çözülecek gibi değil. Suriye’deki muhalif güçler kendi aralarında bir bütünlük, düzenli bir yönetsel güç olana kadar dağınıklık devam edecektir.
Bu saatten sonra Türkiye’nin dış ticaret hacmi içerisinde devede kulak kalan Suriye ihracatının hesabı önemini yitirdi. Bundan sonraki süreçte ekonomi-dış politika eşgüdümüne dikkat etmek, ekonomiyi dış politika denkleminin içine dahil etmek önemli olmalı. Türkiye vicdan ve insan hakları tabanlı dış politika dizaynının yanı sıra enerji, uluslararası ticaret ve fon akımları eksenli iktisadi değişkenlerin diplomasideki ağırlığını artırmalı.
Ağustos enflasyonu olumlu…
Salı günü açıklanan Ağustos ayı enflasyon rakamları genel endeksi aşağıya çekti. Hafta başında yazmıştım ama Eylül ayı enflasyonu her yıl olduğu gibi bu yıl da yüksek çıkacaktır. Ağustos ayı enflasyonunda ilginç olan ‘çekirdek enflasyon’un seyrinin yukarı yönlü olması. Çekirdek enflasyon, gelecek hakkında daha net fikir verdiği için özellikle dikkate almak gerekir. Enflasyonda ithal girdi maliyetindeki artışların etkisini azaltabilmek önemli. Özel kapsamlı enflasyon göstergeleri toptancı değerlendirmelerin aşırılıklarını dengeliyor. Genel enflasyon rakamlarının gereğinden fazla iyimser ya da kötümser olmaya itebileceği bir döneme giriyoruz. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir