Şimdi de İtalya. Yunanistan, Derviş’ini bulduktan sonra, “kıvanç ve tasada ortak” olduğumuz Avrupa ekonomisi ile ilişkilerimizi gözden geçiriyoruz. Özellikle “tasada” sağladığımız entegrasyon, halihazırda yürümekte olan anayasa çalışmalarına yapılabilecek iktisatçı katkılarını sınırlandırmamalı. 1982 Anayasası’nın meşhur “Giriş”inden aktardığım “paylaşım”cı ifade, “anayasa metninde bu defa yer almalı mı?” diye başlayabiliriz mesela.
Bedelli askerliğin, bir “Beyaz Türk Cizye”sine dönüşme ihtimalinden, 73 üncü madde’deki “Vergi Ödevi”nin, Anayasa’nın “Mali ve Ekonomik Hükümler”i arasında değil de niçin askerlikle (Md.72) birlikte, ardarda “Temel Hak ve Ödevler” arasında yer aldığından bahsedebiliriz.
Devletin, kadim bir hükümrandan (“Leviathan” mı deseydim?), iktisadi ve insani referansların emrinde bir “aygıt” olmaklığa doğru evrilmesi gerçeğine temas etmeliyiz. AB’nin, Maastrich zirvesinde anayasa haline getirdiği ekonomik kriterleri uygulamadığı için, “sorgudan azade zat-ı şahaneleri” kaynaklı sonsuz likiditenin engellenmesine dikkat çekmeliyiz. Anayasa Çalışmaları yazısına devam et