Ekonomide ‘Mezhep’ Değiştirmenin Maliyeti

VIII. Henry Katolik’ti. Karısından boşanmak için altı yıl çaba gösterdi. Mezhebinin koyduğu engeli aşamadı; Vatikan’la sorunlar yaşadı. Sonunda Anglikan Kilisesi’ni kurdu ve evliliğinin geçersiz olduğunu ilan etti. Gerçi yeni karısıyla da mutluluğu 3 yıldan uzun sürmedi… Mali açıdan savurgan bir yönetimi vardı. Mezhep değiştirmek de kraliyet ailesini düze çıkarmaya yetmedi.

Türkiye ekonomisinde, faizle enflasyon arasındaki nedensellik bağının yeniden yorumlanması denendi. Adına ‘epistemolojik kopuş’ veya ‘heterodoks ekonomi’ modeli dendi.. Ekzajere edilmemesi için olsa gerek, biraz daha genişletilip ‘Türkiye Modeli’ olarak revize edildi. Ortodoks ekonomi anlayışının cevaz vermediği yeni yorum önce heterodoksiye oradan da ultra-ortodoksluğa dönünce, bu deneyden öngörülmeyen bir sonuç çıkmış oldu: Ekonomi politikasında yaklaşımlar lineer değil dairesel şekilde evrilir. Sürekli ters yöne giderseniz başladığınız noktaya dönerseniz. Hatta hızlı bir çıkış momentumu, başlangıçtan daha ileriye taşıyabilir!

Bugün geldiğimiz noktada denge, %40 daha yüksek bir faiz haddinde, yine %40 daha yüksek bir enflasyon oranında döviz kurunun %345 artmasıyla kurulabildi. Bir başka deyişle ekonomi anlayışı, eskisinden daha katı bir ortodoksluğa geri döndü.

Tek haneli enflasyonu ne zaman görebileceğiz?

Normal şartlarda seçimin, 2026’nın ilk yarısında yapılması bekleniyor. Tek haneli enflasyon hedefine erişimin de bu tarihten en az 6-7 ay önce sağlanması şart. Kamu kesiminin seçim öncesi genişleme perspektifini veri olarak kabul edersek, 2025 sonbaharında tek haneyi görmek zorunlu. Bu bakımdan 2025’in kolay geçmeyeceğini söyleyebiliriz.

Bozulan gelir dağılımı, yatırım harcamalarında ve talepteki keskin düşüş, enflasyonla mücadelenin kötü yan etkileri olarak belirdi. Bu bakımdan tüketici kredi kartlarında, dolaylı vergilerde, banka kredilerinde selektif bir gaz açımına ihtiyaç duyuluyor. Aksi halde iflasların, takipteki alacakların önüne geçmek mümkün olamayacaktır.

Yeni yıl zammıyla birlikte asgari ücretteki devlet desteklerinin devamı ve/veya artırılması gerekiyor. Firmalarda bu defa Kredi Garanti Fonunun işletme sermayesi versiyonuyla çalıştırılması gerekebilir. İç tüketimde, zorunlu tüketime konu mal ve hizmetlerde, kamunun etkin bir maliye politikasıyla ekonomiye can suyu vermesi sağlanmalı.

 Dışarıdaki faiz indirimleri ve iktisadi hareketlilik bir fırsat

Önümüzdeki süreçte döviz ihtiyacının karşılanması daha kolay olacaktır. Hem ihracat pazarlarındaki aktivitenin artışı hem de faizlerdeki düşüş, döviz temininde avantaj sağlayacaktır.

Kamu yönetimi, rotayı dövizle borçlanma yönünde tutarak sürdürülebilir bir büyüme ile enflasyonla mücadeleyi birlikte yürütebilir. Politika yapıcılar, bankacılık sektörünü bu defa özel bankalarla birlikte uygun sendikasyon kredileriyle, tüketici ve küçük işletme odaklı krediye özendirmeli.

Sözün özü: Finansal aktivitelerin ekonomide ağırlığı arttıkça dengesizliğe geçiş hızı artıyor, buna karşın dengeye geçiş giderek yavaşlıyor. Öyleyse ekonomik üniteleri spesifik olarak ele alan özel önlemler gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir