Geçtiğimiz hafta açıklanan bazı veriler ,özellikle sanayi kesimindeki gelişmeler, akıllarda bazı soru işaretleri bıraktı. Sanayi üretiminde basında çıktığı şekliyle üretimin %20,9 daralma, aynı istatistiğin bir başka bakımdan değerlendirilmesini önledi. Önceki yılın aynı dönemine göre %20,9 daralan sanayi üretimi, bir önceki aya göre %13,4 genişleme göstermişti.
Kaynak:TÜİK
Bazı yorumlar, sanayi üretimi verilerine dayanarak, ekonomide göreli bir düzelmenin başlangıcına ait işaretlerin görülmeye başladığı şeklinde. Buna karşın mart ayının daha az çalışma gününe sahip şubat ayına göre daha yüksek bir üretim seviyesini işaret etmesi son derece normal. Zira, geçen yıl da mart ayında benzer bir genişleme olduğu grafikte görülüyor.
Krizin başlangıcından bu yana mamul üretimini azaltan sanayi işletmeleri mevcut talebi stoklardan karşılarken, stok seviyesindeki azalmayı yeni üretimle telafi etmeye başladıklarında, üretim seviyesinde görülen göreli artışa “ivmelendirme etkisi” adı veriliyor.
Krizden çıkışın “U” şeklinde mi, “V” şeklinde mi, yoksa “L” şeklinde mi olacağı tartışılırken, üç şeklin de mevcut konjonktüre uygun görünmediğini belirtmek gerekir. “L” harfinin devamına “L”nin uzun kenarının yarısına kadar gelecek bir çıkışı, sonra yeniden kısa bir yatay gidişi öngörmek daha doğru. Önümüzdeki 1,5 yılın ilk altı ayında önce stabilitenin sağlanması, ardından bir çıkışın başlaması daha mümkün görünüyor.
Vergi indirimleri kalıcı olursa…
Dolaylı vergilerdeki indirimlerin tüketim seviyesini ciddi şekilde canlandırdığı ortada. Kriz vesilesiyle oran indirimi yapılan vergilerdeki indirimler kalıcı olursa, bütçe dengesindeki bozulmanın telafisi için dolaysız vergilerdeki kronik sorunların çözümüne odaklanmak gerekecek. Kabine revizyonu sonucunda Maliye Bakanlığını üstlenen yeni isim Sayın Mehmet Şimşek’in altyapı itibariyle vergi kapasitesini geliştirmeye yönelik benzer sorunların giderilmesi konusunda çalışacağını umut ediyorum.
Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Nihat Ergün üçlüsünün ekonomi konusundaki performansını herkes gibi ben de merak ediyorum. Ali Babacan’ın ekonomi konusunda bundan önceki dönem çalışmalarını başarılı bulanlardandım. Sayın Mehmet Şimşek ise selefine göre kamu giderleri üzerindeki ısrarlı takipçiliği sürdürebilir mi? bekleyip göreceğiz.