Döviz Kuru ile Enflasyon Arasındaki İlişki Değişiyor…

Son aylarda daha çok maliyet kaynaklı enflasyon dikkat çekiyor. Faiz oranı, enflasyon oranı ile birlikte yükselince döviz kurunda da hareket beklendiğini gözlemliyorum. Kurdaki yukarı seyir beklentisinin ise birkaç sebebi olmalı. Türkiye ekonomisinin yakın geçmişinde enflasyonun döviz kurunun değerine bağlı olarak şekillendirilmesi ilk neden olabilir. Enflasyonu kontrol etmek isteyen bir çok hükümet, döviz değerini sabitleyip fiyat artışlarını kontrol etmeye çalıştı. Son altı yılda ise, döviz dalgalanmaya bırakıldı ise de, döviz arzının yabancı para girdisini çoğaltması nedeniyle kur yerinde saydı.

Devalüasyon ile enflasyonun alışıldığı gibi paralel seyretmemesi ile ilgili bir neden daha olabilir: Reel kur hesaplamalarında kullandığımız, iki ülke enflasyon oranının birbiri ile oranının düşmesi ile oluşan göreli değerlenmeden bahsediyorum. Bir örnekle açıklamak gerekirse; örneğin, Euro bölgesindeki enflasyon oranı %4 olsun, Türkiye için kullandığımız enflasyon oranı ise %10. Yıllardır bu oranlar %2’ye, %60 gibi gerçekleştiği için enflasyon kaynaklı devalüasyon, oldukça yüksek oranlarda gerçekleşiyordu. Bu örnek bazında, hem Euro bölgesindeki enflasyon arttı, hem de Türkiye’deki enflasyon, orta vadeli bir düşüş sergiledi. Bu durumda TL’nin değer kaybı gereği sınırlanmış oldu.

Konu açılmışken petrol ve emtia fiyatlarıyla ilgili bir vurgu yapmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde, çeşitli hükümetlerde Başbakanlık Müsteşarı ve TBMM’de milletvekili olarak bulunan Sayın Birkan Erdal Manisa’ya davet edilmişti. Şu anda, Ankara’da bir danışmanlık şirketi bulunan Birkan Erdal’ın hakim olduğu bir konu da “enerji”. Toplantıdan sonra kendisiyle özel olarak görüşme fırsatımız oldu. Enerjideki fiyat artışlarının genel olarak tüm emtialarda geçerli olduğunu ve bunun nedenlerini uzun uzun anlattı. Bu arada uluslararası jeopolitik nedenlere de değindi. Orada da kendisine jeopolitiğin dışında daha teknik bir sebebin olduğundan bahsetmeye çalıştım.

Uluslararası piyasalarda doların değer kaybı, çok basit olarak, aynı miktar dolarla reel olarak daha çok (petrol dahil) emtianın alımına olanak sağlıyordu. Emtia satışı veya kontratları ile ilgilenen  piyasalar, buna tedbir olarak, emtiaların dolar cinsinden fiyatlarını artırma yoluna gittiler. Petroldeki fiyat artışının bir kısmı, petrol talebi, rezervler, Irak Harekatı dışında, doların rezerv para olmaktan uzaklaşmasıyla açıklanmalı.

Döviz değerinin artışı ile ilgili tüm bu saptamalar, tasarruf araçlarıyla ilgili güncel gelişmelerden kaynaklanıyor. Bugünlerde, özellikle küçük tasarrufçunun kafasında dövizle ilgili sorular yeniden belirmeye başladı. Şimdilik tek söyleyebileceğim, döviz kurunun artış hızı geçmişteki gerekçelere dayanmayacak ve geçmişteki hızda olmayacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir