Herkesin işiyle, eşiyle ve siyasetle sanki her zamankinden daha fazla meşgul olduğu bir dönemde hem de ekonomi hakkında bir kitap yazmak nereden çıktı? Kime hitap ediyor bu kitap?
Bu kitap belki de her kitap gibi bilgiyi talep edene hitap ediyor. Bir kitabı okuyan kitaptan bir şey talep etmezse, zaten o kitap okura hitap etmez. Bu kitabın hitap ettiği kitle arasında en çok yarar sağlayanlar belirli bir ekonomi bilgisine sahip olmakla birlikte, bilgileri birleştirmek onlardan anlamlı bir sonuç çıkarmak isteyenler olacaktır. Bir ikincisi bu denli yaygın bir ekonomik krizin öngörülmesi için yeterinden fazla emare varken kolektif bir akıl tutulması sonucunda tüm bir insanlığın nasıl bir görmezden gelme psikolojisine girdiğini vurguluyor.
Kitaptaki yazılar ekonominin sürekli yükselen bir deniz değil, ne taşan ne kuruyan bir sürdürülebilirlik algısıyla yorumlanması talebimizi iletiyor. Ekonomi biliminin sosyal bilimler ailesi içinde yerel şartlarda farklı sonuçlar veren bir altyapı oluşturduğundan bahsediyor. Finansal olgularla reel ekonomik olaylar arasındaki ilişkinin yorumlanma imkânlarını arıyor. Aslında tüm bunları yaparken aslında dünyayı bambaşka bir yer haline getiren ekonomik krizin işaretlerinin unutulmamasını amaçladım. Çünkü bu işaretleri doğru yorumladıkça yeni krizlere daha hazırlıklı olmak mümkün olabilecektir. Uğur Dündar: “Krizin İşaretleri Unutulmasın İstedim” yazısına devam et