65. Hükümet’in Ekonomi Yönetimi ve Başkanlık Sistemi

binali_yildirimBinali Yıldırım tarafından kurulan yeni hükümet programının bir öncekine göre en önemli farkı Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi vurgusu. İkinci olarak da Terörle Mücadele öne çıkıyor. Ekonomi yönetimindeki değişiklik de gözden kaçmamalı.

Artık ekonominin genelinden sorumlu bir Başbakan Yardımcılığına yer verilmemiş kabinede. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Hazine’den, Merkez Bankası’ndan ve Kamu Bankalarından sorumlu… Diğer Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise reformlar ve yatırımların izlenmesi ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), BDDK ve TMSF gibi düzenleyici ve denetleyici kurumlarla ilişkilendirilmiş. Bu durumda ekonomide bir güçler ayrılığı oluştuğu anlaşılabilir. Tartışma konusu olan faiz oranı ve bankacılık sistemini düzenleyen kurumlar ile kararları icra eden kurumlar farklı bakanlara bağlanmış olduğunu görüyoruz. Bu sistem değişikliği, para ve sermaye piyasalarının daha üst düzeyde bir planlamayla yönetileceği şeklinde yorumlanabilir.

naci_agbalMaliye Bakanlığı’nda bürokrasiden gelen Naci Ağbal’a, Ekonomi Bakanlığı’nda Nihat Zeybekçi ve Kalkınma Bakanlığı’nda LütElvan gibi önceki kabinelerde de bakanlık yapmış tecrübeli isimlere yer veriliyor. Ağbal, kamu maliyesinde bütçe disiplini ile kayıt dışı mücadele konusunda kararlı tutumu ile biliniyor. Büyük bayındırlık harcamalarının gündemde olduğu bir dönemde aynı zamanda güvenlik riskleri de yüksek olduğu düşünülürse kamu gelirlerinde bir gevşetme tercihini ummak doğru olmayacaktır.

Başkanlık Sisteminde Ekonomiyi Asıl Etkileyecek Kararlar Savunmaya İlişkin Olanlardır

Son iki yıldır gündemde olan başkanlık sisteminin ekonomi yönetimine yansımasını da tartışmak gerekebilir. Dünya’daki uygulamalar güçlü başkanlık modellerinde Başkan’ın çevresindeki bağımsız ve/veya özerk kurumların ekonomi yönetiminde ağırlığı olduğunu gösteriyor. Merkez Bankaları, borsayı ve bankaları izleyen ve değerlendiren kurumların özerk olması ekonominin kendine özgü dinamiklerinin devamına imkân sağlıyor. Bu şekilde, Başkanlık sisteminden kaynaklanabilecek radikal tercih değişimlerinin reel ve finansal yatırımlardaki devamlılığı olumsuz etkilemesine bir ölçüde engel olunuyor.

orduMevcut sistemde Türkiye dışında askerî birlik bulundurmak gibi konular TBMM kararı ile mümkün olabiliyordu. Anlık operasyonlarda TSK’ya günün gereklerine uygun yetkiler zaten veriliyor. Cumhurbaşkanı da aynı zamanda TSK’nın Başkomutanı sıfatıyla görev yapıyor. Ortadoğu’nun Türkiye’ye komşu ülkelerinde devam eden istikrarsızlıklar zaman zaman acil kararlar alınmasını gerektiriyor. Şu anda mevcut yetkilerle sürdürülen operasyonlar genellikle savunma ağırlıklı. Fakat TSK’nın yurt dışında geniş ölçekli faaliyet göstereceği, mesela savaşa girilmesi gereken hâllerde, bu derece önemli bir kararın hangi süzgeçlerden geçmesi gerektiği incelikle tartışılmalı.

Başkanlık sistemi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, reform ve yatırımların koordinasyonu, yerli ve yenilenebilir enerji, bilgi tabanlı ekonomi, savunma sanayi gibi önceliklerin takibinde ekonomi yönetimi açısından büyük bir avantajdır. Öte yandan ekonomi bakımından önemli risk taşıyan askerî kararların tek kişi tarafından alınabileceği bir sistem, aynı düzeyde büyük bir dezavantaja da dönüşebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir