Yeşilkart mı Greencard mı?

Greencard ya da YeşilkartKamu açıklarıyla ilgili sıkıntılar gündeme geldiğinden beri, ağırlıkla vergi gelirleri ile ilgili tedbirler su yüzüne çıktı. Devlet, yeni gelir kapıları ararken, vergi mükellefi de “zaten krizdeyiz, yoksa yeni vergiler mi geliyor?” endişesini yaşıyor.

Vergi gelirlerinin tahsilâtı için kamu gücünün verdiği tüm cebri tahsilât imkânları kullanılıyor. Hesaplara bloke uygulanıyor, araç yakalama emirleri imzalanıyor. Bu arada, bütçe imkânlarının ekonomik ve fonksiyonel sınıflandırması itibariyle değerlendirilmesinde ortaya çıkan gerçekler, gelir artışı sağlamanın dışındaki olanakların da zorlanmasına gereksinim duyulduğunu vurguluyor. Kamu giderlerini azaltıcı müdahalelerden bahsediyorum. Devlet harcamalarındaki uygun dağılımın sağlanması ile ilgili konuları gündeme getirmek istiyorum.

Geçtiğimiz aylarda, yeni sosyal güvenlik rejiminin birinci uygulama yılını tamamlandı. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu olarak bilinen yeni rejim ile özellikle sağlık harcamalarında önemli reformlar yapılmaya çalışıldı. Uygulamanın bir yılı tamamlanınca, kamu maliyecileri şapkayı önlerine koyup rakamlara sonuçlara bakmaya başladılar.

2009 Yılı Eylül Ayı Kümülâtif Bütçe Gerçekleşmeleri

Kaynak: Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüdğü

Rakamlara bakıldığında yeni sosyal güvenlik rejiminin bütçe performansı pek parlak değil. Cari transferler kaleminin en yüksek tutarı sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetlerine ayrılıyor. Açığın finansmanı anlamına gelen bu tutara, sağlık hizmetlerine doğrudan aktarılan fonlar dâhil değil.

Takke düşüp kel görününce, aktif sigortalılara 3TL, emeklilere 2 TL muayene ücreti konuldu. Sağlık ocaklarında uygulanan bu tutarların haricinde devlet hastanelerinde de sırasıyla 8 ve 7‘şer TL ücret alınıyor. Bu tutarın üniversite hastanelerinde 15 TL olduğu belirtiliyor. Çalışanlardan alınan genel sağlık sigortası primi %12,5 oranında.

Manisa’ya yerleşenlere Greencard mı dağıtılıyor?

Tablonun diğer tarafında sağlık hizmetlerinde, hizmetlerden ücretsiz yararlanma imkânlarına haiz geniş bir nüfus kitlesi de var. Manisa özelinde toplam Yeşilkart hak sahibi sayısı 230 Bin’den fazla olunca ister istemez verilen Yeşil kartların kontrolleri yapılıyor mu diye düşünülüyor.

2008 yılı Manisa il geneli Yeşilkartlı sayısı

Kaynak: Manisa Valiliği 

Bütçe uygulamalarının haricinde Manisa’daki yaşam tarzını etkileyen bu ve benzeri konulardan bir diğeri de Sosyal Güvenlik Kurumları’ndaki açıklara neden olan aktif/pasif oranı. Literatürde aktif/pasif oranı denilse de, hesaplarken gördüm ki, Manisa için oranı pasif/aktif oranından başka pasif/aktif oranından da söz etmek gerekecek.  Zira bağlı olduğu kuruma hâlihazırda prim ödeyip, emekli, dul, yetim, malullük gibi aylıklardan yararlanmayanların oranının, aylık alanlardan daha yüksek olmadığı kurum da var.

Manisa'da Sosyal Güvenlik Kurumlarından Maaş Alanların Prim Ödeyenlere Oranı

Kaynak: Manisa Valiliği

Manisa ili 2007 yesilkart oranları

Yani “uykusu derin şehir” dedikleri kadar var Manisa için. Özellikle kamu personeli anlamında bakıldığında, 55.000 kişilik maaş alan kişiye karşılık, sadece 32.496 kişinin iştirakçi (prim ödeyen) olması çok şaşırtıcı.

Emekli aylıklarının seviyesi hesaba katıldığında, Manisa’daki ticari hayatın niçin canlanamadığı, ücret seviyesinin düşüklüğü gibi pek çok konu aydınlığa kavuşuyor.

Nüfus profiline uygun bir planlama için…

Bir kentte 231.500 yeşil kartlı, 182.000 emekli, dul, yetim, malullük aylığı alan yaşarsa, bunun toplamı 413.500 olur ki, kent nüfusunun neredeyse yarısının aktif olmadığını ve çok kısıtlı geliri olduğunu gösterir. Emekli ve ikincil istihdama hazır nüfus unsurlarının sosyal güvenlik güvencesi aramaksızın çalışma isteğinde bulunabileceğini eklersek, ücretlerin niye bu denli aşağıya doğru esnek olduğu anlaşılır.

Kentin siyasal tercihlerinden, kültür hayatına, tüketim ve tasarruf alışkanlıklarına kadar her şeyini değiştirebilecek olan pasif yaşam tarzının hâkimiyetini hareketlendirecek, ikame edecek iktisadi ve soysal yatırımların ayrıca planlanması özel olarak önem taşımaktadır. Manisa, bir boş zaman değerlendirme alanı olduğu kadar, daha çok çalışılan, üretilen ve tüketilen bir kent olmak için, insan profiline uygun ve onu geliştirebilecek konuları gündeme getirmelidir.

Yeşilkart mı Greencard mı?” hakkında 20 yorum

  1. güzel ve doğru bir yazı nüfusun yaklaşık yüzde yirmisi yeşilkarlı ve biz başbakanın konuşmalarından gsmh şu kadar arttı ekonomiz iyi diye sözler duyuyoruz ama kimin ekonuomisi iyi oldugu ortada nüfusun 5/1 aç ve yardıma muhtaç devletin bakımına ihtiyacı var ve türkiye önceki birikimlrini tüketmeye devam ediyor özelleştirme gelirleri ile günü kurtarma dış sermayenin köleliğini yapmakta dünyada ki bütün bankalar krizde batarken bizde maksimum kar elde ettiklerini açıkladılar artık bizim insanımızın sırtından para kazanmaları ve bunu benim vattandaşlarımn görmemesi beni çileden çıkartıyor.yapılmsaı gereken ise milli ekonomi ve milli politilar üretip kalkınmaktır.

  2. hocam çok güzel bir yazı.Ege bölgesi türkiyenin en zengin bölgerinin ilk sıralarında.Hele ki manisa tarımsal alanda işçi açısından cennet bir şehir.Bu tezatlık ne şaşırtıcıdır ki yeşil kart almış başını gitmiş.Alaşehir de Her ailenden en az 2 kişi yılın 8 ayı çok rahat iş bulma imkanına sahip Ki Alaşehir yaz mevsiminde dışarıdan işçi akınına uğruyor.Demek oluyorki kontrol zayıf.Umarım bu yazınızdan sonra birileri gözünü kulağını açar da soruna çözüm bulur.Saygılarımla

  3. sonuçta ikisi de ayrıcalıklar kartı. aktif çalışanlar primlerini gününde ödüyorlar sağlıktan zamanında faydalanmak için. üstüne devlet hastanesine her gidişinde 5 lira eczaneden ilaç alırken fazladan 3 lira ödüyorlar. yeşilkartlılar bu paraları da ödemiyorlar prim zaten yok hak bunun neresinde. aktif çalışan ların durumu bu yeşilkartlılardan çok mu iyi. devletimizin bunu
    oturup düşünmesi lazım.

  4. Merhaba hocam;
    Bu haftada gerçekten çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Emeğiniz için teşekkür ederim.
    Tablolardaki rakamlar çok ilginç. Zaten muayene ücretlerinin alınmaya başlanması ile durumun nasıl olduğu hakkında fikir yürütmeye başlamıştık.
    Turgutlu’da da yeşil kartın kolay alındığı konusunda çevreden hep duyumlar alıyordum. Hatta çok iyi tanıdığım varlıklı bir ailenin annelerine yeşil kart almalarına inanamadım. Rakamlar ciddi boyutta.
    Artık Türk milleti olarak da açıkları kapatmak için faturanın herkeze yansıtılmasına alıştık. Ama buna gerçekten bir dur dememiz gerekiyor.
    Tekrar ağzınıza sağlık.

    Saygılarımla.
    Ferah TENDİK

  5. ilginiz için teşekkür ederim ferah hanım. gerçekten durum abartılı boyutlarda. ihtiyaç sahibi kişi sayısının bu kadar çok sayıda olması da, olmadığı halde yeşil kart verilmesi de düşündürücü. her iki ihtimalde de bazı konuların yeniden ele alınması gerekliliği ortaya çıkıyor.
    saygılarımla

  6. Sayın Uğur Hocam, kanayan yaralardan biri olan Sosyal güvenlik çatısı altında olan bu yeşil kart müessesi, artık şemsiyenin su almaya başladığını gösteriyor.Yazınızın iktisadi ve akedemik sunumu yine her zaman olduğu gibi mükemmel. Ne yapmalı, nasıl yapmalı da adeletsizliği adilane ölçeğe taşımalı? Yanıt vermek isterdim ancak tek seslilik gine kısık kalıyor. Sorun şuki daha bir yaşında olan bu yeni mekanizma da da ciddi sıkıntılar var.Hal böyle olunca kullananlar memnun, kullanmayanların darısı başına… Hani e-devlet diyoruz ya, bir TC numarası nerelere ışık tutmalıda haksız kart kullananın tapu kayıtlarını mercek altına almalı..Melih Cevdet Anday’ın 14 Eylül 1979 da kaleme aldığı bir denemesinde Şemsiyeli Clochard’ını anımsıyorum birden; Clochard anlam itibariyle,çan-yersiz yurtsuz sokaklarda yatan demektir Fransızcada. Tebessüm ediyorum ve diyorum ki; ne çok Clochardımız(Yeşilkartlımız) varmış yahu.. Saygılarımla.SM Nuray Tunç.

  7. Ben o kadar karamsar değilim. Türkiye güzel günlere doğru gidiyor. Türkiyenin kalkınması için bence birinci sırada demokrasi geliyor. sonra aksaklıklar birer birer giderilecek.

  8. arkadaşlar değerli yorumlarınız için teşekkürler. objektif bakış açısını yakalayabilirsek sorunları daha iyi teşhis etmekle kalmaz, daha uygun çözüm önerilerini de dile getirmiş oluruz. bunun için de olumlu-olumsuz tüm eleştirilere kulak vermemiz gerekiyor.

  9. İlk önce bize bu yazıları yazıp verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Benim fikrim; toplum olarak bir ahlak çöküntüsü yaşıyoruz. İnsanlar artık hırsızlıklarını bile gülerek anlatabiliyor! Durum böyle olunca çoğunluğu da etkiliyor sanırım. Bu devlet denen gemide hepimiz beraber yaşıyoruz, batarsa hepimiz batacak yaşarsak beraber yaşıyacağız. Oysa insanlar fırsatçılığı marifet biliyorlar. Ey halk bu devlet domuz değil ne kadar kıl koparırsak kâr gözüyle bakmayın ve ihtiyacı olan insanları da mağdur etmeyin…

  10. Hocam çok güzel ve yerinde bir yazı olmuş. Tam da yeşilkart uygulamasının kaldırılacağı yönünde haberler kulağımıza fısıldanırken. Yeşilkartın, imkanı olmayanlara ücretsiz sağlık hizmeti verilmesi için düşünülmesine karşın oldukça suistimal edildiğini artık hepimiz biliyoruz. Tabii bu milli ve vicdani bir mesele haline de geldi bence. Bir yanda vergisini, primini zorlansa da ödeyen vatandaş; diğer yanda devletin malı deniz yemeyen ….. diyen vatandaş. Bence zihniyetler değişmeli.

  11. Ülkemizde Yeşilkart almak çok kolay olduğu için sayı her geçen gün artıyor. Neredeyse Yeşilkartı olmayan insan kalmadı! Bu şekilde yardımlarla yaşayan; bedava tedavi olan kişilerin sayısı sürekli artıyor. Hatırlarsınız Obama ABD’de tüm fakirlere sağlık sigortası sistemi getireceğini açıkladıktan kısa süre sonra Beyazsarayın önünde müthiş bir kalabalık bunu protesto etmişti. Ve o tasarı kaldırıldı.

    Bizim toplum olarak duyarsız olmamız, her konuda sessiz ve tepkisiz kalmamız maalesef bu sorunların artmasına yol açıyor. İşin acı yanı bizlerin ödediği paralarla hayatını sürdürenler bu ülkeyi bizler kadar sevmiyor ve önemsemiyorlar.

  12. Bunun sebebi çarpık yapılaşmadan kaynaklanıyor. Kapitalizme tam geçememiş toplumlarda normal karşılanabilecek bir uygulama. Burada asıl olan insan unsuru. Buna hep birlikte tanığız ama uygulama biçimine katılmıyorum. Çünkü yeşilkartı hak eden ve etmeyenler söz konusu. Meselenin özüne baktığımızda, siyasi bir uygulama mı, insani bir uygulama mı düşünmemiz gerekir. Yüzeysel olarak baktığımızda her ne kadar insani bir uygulama gibi dursa da siyasi yönü ağır basıyor sanki. Durum böyle olunca kâr ve zarar hesabı sadece seçimlerle ilgili yapılıyor bu da sosyal güvenlikte kara deliklerin önü alınmayacak şekilde çoğalmasına sebep oluyor.

    Tam bağımsızlık ilkesine göre davranılsa yani oy kaygısına göre hareket edilmese bu konu daha iyi bir şekil alır diye düşünüyorum. Aslında konuların hepsi birbirine girmiş durumda ayırt etmek imkânsız, bir de yapılaşma üst noktalardan yapılıyor alttan başlansa her şey sağlam olur. İşte bu çarpıklığın sebep olduğu bir konu doğru bir şey yapıldığında bir yanlışı mutlaka çıkıyor. İnşallah her şey düzelir.

  13. Yazınızın SGK ile ilgili bölümüne bir yorum yapamayacağım ancak; uygulama ve verilme sistemi pek de hoş olmayan YEŞİLKART olayına değinmeden de geçemeyeceğim.

    Toplumumuzda hiçbir gelir kaynağı ve sosyal güvencesi olmayan, yaşı her ne olursa olsun vatandaşlarımızın sağlık yardımından faydalanmaları sosyal devlet anlayışının bir gereğidir. Bu anayasamızın da hükümleri arasında bulunmaktadır. Fakat uygulama yönüne bakıldığında bir çok dedikoduya ve (doğruluğuna ben de inanıyorum) haksızlığa neden olan olaylar karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda benim düşüncem şu: Nasıl ki ticari işletmeler kazançlarını ve ödedikleri vergilerini beyan etme zorunluluğunda veya bağlı oldukları vergi idaresi tarafından bu yöndeki rakamsal durumları ilan yolu ile halka ilan edilebiliyor; YEŞİLKART alanlar da, bu kartı vermekle sorumlu merciler tarafından en az yılda bir kez mahallinde ilan edilebilir.

    Şimdi burada manevi baskıdan söz edilebilir. Hayır ben böyle bir baskı oluşabileceğine inanmıyorum. Çünkü gerçek hak sahiplerine hep birlikte sahip çıkalım ve bu utanılacak bir durum değildir. Aksine hak etmediği halde sadece menfaati için bu kartı çeşitli yollardan elde edenleri, bu haklarından vazgeçirmeye yönelik bir uygulama olacaktır kanaatindeyim.

  14. Yazınızın beni ilgilendiren bölümü Alaşehir’deki Yeşilkartlı sayısı ile ilgili veriler. İnanın ilçe nüfuslarına ve Yeşilkartlı oranlarına bakınca bizim Alaşehir’de abuk sabuk bir durum olduğu ortaya çıkıyor. Bu konunun yetkili merciler tarafından acilen değerlendirilmesi gerekiyor. Akhisar, Salihli, Turgutlu ve Soma gibi ilçeler bizden yaklaşık iki kat fazla nüfusa sahip ama bizim Yeşilkart sayımız onlardan daha çok! Acilen bu işe bir açıklama getirilmeli.

  15. Ben artık devletin sosyal devlet anlayışının sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.Bu tarz populist yaklaşımları doğru bulmuyorum.Hele ki kış mevsiminde yapılan kömür yardımlarının para ile satıldığını, kirada 2-3 evi varken hala fakirlik belgesi alınabildiğini haber bültenlerinde izledikçe toplumun vicdanı ve adalete olan inancının sarsıldığını hissediyorum.Sosyal devlet olmak bence devletin kaynaklarını peşkeş çekmek demek olmamalı.

  16. valla şu yorumları sadece burada diil başka yerlerdede okuyorum bazılarını beğeniyorum. bu yeşilkartı yanlışım yoksa sayın süleyman demirel çıkardı yada temelini attı gerçek fakirlere yada bu memlekette malum işsiz geliri olmayan vatandaşa haktır hatırlarım abim beyin amiliyatlı 28 sene önce annem oradan buradan para bulup yani komşular tarafından amiliyat yaptırmıştı yanılmıyosam 37 binlira tutmuştu ozaman iyi paraydı oldu şuan krizleri olsada sol bacağında daralma ve aksaklıkta olsa iyi ozamanlar çok iyi futbol oynardı biyerlere geçme durumu bile vardı ama talih bu kendi talihi ama devlet talihi kötü diyelim 10 yeşilkartlıdan 3 ü nün durumu iyi parayı tanrı gibi seviyo ve bazı yollardan yeşilkart almış adamların jipleri katları var bunların bazıları medya tarafından duyuluyo zaten toplumu idare edenlerin başında medya geliyo hani çingeneye tabanca vermişler gitmiş babasını vurmuş e o öyle bu böyle tuzu kuru olanlar yazıyo gerçek hak sahipleride bazı….ları tarafından yeşilkarttan mahrum kalıyor allah kimseyi parasız çaresiz ve hastalık sahibi olupta ilaçsız bırakmasın neler var tv lerdede bazı şeyleri kestiler hep dizi hep dizi uyumaya devam yani bazen diyorum keşke isviçrede dünyaya gelseydim he git demeyin sakın gitmekte zor hele hele hayattan gelecekten içindeki güzel duyguları yitirmiş bir insan olarak zor o yüzden yorumları haklılar tarafından yazsınlar

  17. sayın arkadaşım belli seninde tuzun kuru burası amerika diil sen sağlığna iyi bak yeşilkart almak öyle bildiğin gibi kolay diil bu memleketteki işsizlerin ve ekmek bile alamayanları hiç muhasebesini yaptınmı amerikayı araştırmışın yeşil kartta 3-5 yanlış istsnalar var bunu çoğunluğa vurma .

  18. yahu şu yeşilkartı yaza yaza bitiremediniz kalksada rahatlasak tabi ilaçsızlıktan başta ben ölen ölür belki aktif sağlıklı memuru düzgün haysiyetli ezilipte hastalıktan ölmemiş taş gibi insanlar kalır geridenmi ilerdenmi bilmem bide devletin malı deniz yemeyen…diyenlerde halk ve halkçı diğildir yani yiyen halk diildir vatandaşı sömürüp bitiren muhterem insanlardır çok çabuk unutuyoruz geçmişteki çoğu esas önemli ortaya çıkmayan gerçekleri bırakın vatandaş ilacını yutsun allaha şükür desin kendine gelsin devlette duva alsın ihtiyacı var herkezin duvaya bu ülkede bin tl de alsan zaten çoğu dandik yerler sigorta yapmıyo hani yemiyenlerden yinede o vatandaşa yeşilkart verilmeli kira 500-doğalgaz 150 elektrik su geriye kalan baba fingo yemeği boşver ama adamlar bir hesap yapıyo evde yaşayan 4 kişimi var 500 tl eve giriyo onu bir bölüyolar aklınız durur yani bir 500tl daha girse eve yeşil karta elveda rahmetli ecevit olsa ağlardı

  19. Her ne kadar zaman zaman aynı görüşleri paylaşmasak da yazılarımızı izlemenizi ve yorumlarınızın içtenliğini takdir ediyorm. Teşekkürler. İhtiyacı olanların sosyal güvenceye alınmasına tabi ki karşı değiliz ama yeşil kart uygulamasındaki istismarın faturası yine ihtiyaç sahiplerine çıkıyor inanın.
    Tekrar teşekkür.

  20. @ Uğur Dündar:
    evet bu fkirlere katılıyorum faraza 10 kişinin içinden 2 yüssüzlerin diyelim evi arabası ve işi var muazzamda para kazanıyo var böyle pintiler ilk başta bu şahıslara yeşil kart onayı kim ve ne şekilde vermiş benim kızdığım kendimden örnek hak sahipleri çile çekiyor benim 2 yıldır kullandığım yeşil kart ın vizesini yeni yaptırdım sıkıntı çektim durumum orta halliyken biri 12 sene öteki 5 sene önce sattığım motor sikletleri adamlar üstüne almadı bundan sıkıntı çektim çalışmıyorumda iki hafta ilaç yutamadım ya bana bişey olsaydı hesabını kim ve nasıl verecekti gömün burası tc derlerdi ama ben giderken ortalığı karıştırır öyle giderdim adamlarda haklı prensip ve kanun diye bişey vardır yani yeşil kartımı almam lazımdı kalp h tansiyon şeker sinir yok yok motorları sattığmı ıspatladım saolsunlar vizeyi yaptırdım bu kanunlarıda inşallah düzeltirler diyelim motorsikletler bende benim kalp rahatsızlığımda bir damara 3 stend birinede balon yapıldı kimbilir kaçlira motorsikletlerimi götürecem hesap kesmeye hastaneye yani yok evde bilgisayarın varmı ya nedir bular kardeşim fakirim yeşil kartım var diye bilgisayar atıyorum 800tllik motorsikletedemi binemicez e geberelim bari tabiki bu yüssüzlerin maliyeti en başta fakirlerden çıkıyo bazen eczaneden ilaç alırken inanın utanıyorum yeşil karttan tabi alıştık ezacı diyoki ya jiple gelenler var yeşil kartlı diye doğrudur yazık ne diyim saygılar

Yorumlar kapalı.