Etiket arşivi: imalat sanayi

Öncelikli sektörler…

Başta ekonomi eğitimi olmak üzere birçok alan sanayi sektörünün gelişimini önceliklendirir. Bilhassa gelişmekte olan ülkelerde “sınaî kalkınma hamlesi” iktisatçılardan siyasetçilere kadar herkesin diline pelesenk olmuş ezberlerlerden biridir. “Kalkınma iktisadı” gibi alanlarda çalışanlar için, tarım ve hizmet sektörleri hak ettiği ilgiyi göremeyebilirler. Bugünün dünyasında ve bugünün Türkiye’sinde sektörlerin ağırlıklarını arada bir gözden geçirmek gerekir.

Türkiye ekonomisi de hem literatür hem de gelişim çizgisi bakımından aynı yollardan geçti.  Geçtiği için de en güncel haliyle ekonomik faaliyetleri  “reel sektör”, “mali sektör” olarak ayırdı. Bu bölümlendirme mali sektörü nerdeyse ikinci sınıf olarak gördüğü için yeterli değil. En iyisi bugünün dünyasında tarım ve hizmet sektörlerinin artan önemine göre, yine klasik sınıflandırmaya geri dönmek: Tarım, sanayi ve hizmetler üçlemesini kullanmak.

Gelişmekte olan ülkelerin nüfusları hızla artıyor. Zaten Çin ve Hindistan yanına Rusya’yı eklerseniz dünyanın yarısı! Gelirleri ve nüfusları arttıkça tüketim kalıpları da değişiyor. On yılda bir kendisini ikiye katlayan Asya’nın tarım ürünleri ve enerjiye olan talebi her halükarda artıyor, artacak. Hizmet sektöründe de sınaî erişkinlik sonrasında kendi içinde işlek bir altyapı oluşuyor.   Öncelikli sektörler… yazısına devam et

2010, Ekonomide “Ezber Bozan” Bir Yıl Olabilir…

Beklenmeyen bir etki söz konusu olur mu?Bugünlerde borsanın umulmadık ölçüde hareketlenmesi, IMF ile imzalanacak bir anlaşmanın eli kulağında olduğu haberleri ve döviz kurunun seyri, 2010 yılının finansman planları konusunda hesapların yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Bu bakımdan, özellikle Türkiye ekonomisi ile ilgili bazı ezberlerin gözden geçirilmesi için çok uygun bir yıl olabilir 2010.

İlk ezberimiz, “yabancı sermaye olmadan büyüyemeyeceğimiz” konusunda.

Öncelikle, Türkiye’nin “üçüz açık”la ilgili sorunlarından hangisini veya hangilerini kendi imkânlarıyla çözüp çözemeyeceğimiz konusunda fikir yürütelim.

Nedir bu üçüz açık?

“Üçüz açık” probleminin birincisi dış açık, cari açık gibi adlarla anılan yani toplumda kabaca ithalatın ihracattan büyük olması şeklinde ifade edilen ama aslında sadece mal ve hizmet alım-satımından kaynaklanan döviz açığını ifade etmeyen “cari açık” sorunudur.

2010 yılında ihracatın hareketlenmesi nedeniyle ithal girdiler için gerekli dövizin, ihracatla elde edilen döviz girdisi ile elde edilemeyeceği anlaşılıyor. Döviz ihtiyacı bakımından ithal edilecek tüketim malları ve dış kredi geri ödemelerini de not etmek gerekiyor. 2010, Ekonomide “Ezber Bozan” Bir Yıl Olabilir… yazısına devam et