Son yazısında (Manisa Haber Gazetesi, 12 Ağustos 2009, “Ekonomi ve Dış Politika“) İktisadi Vizyon köşesine bir soru sorarak pas atan -krizin ortaya çıkardığı cevval köşe yazarı- Sayın İdris Şendil’in pasını göğsümüzde yumuşatalım. Sayın Şendil şirket bilançoları zarar görünürken, borsa endeksinin nasıl olup da yükseldiğini; insanların zarar eden şirketlere niçin ortak olmak isteyebileceklerini açıklamamı rica etmiş. Elimizdeki verilere ve ekonominin gerçeklerine göre bu konuyu analiz edelim. Ekonomiyi Nasıl Gördüğünüz Nereden Baktığınıza Bağlı yazısına devam et
Etiket arşivi: finansal
İşletme Düzeyindeki Destekler
Manisa’daki sanayi kuruluşlarının yeniden yapılandırılması ile ilgili yazımızda, kamunun verdiği desteklerden yararlanma alışkanlığının yerleşmediğinden bahsetmiştik. Çeşitli kişi ve kurumlardan bu ve benzeri konularda pratik bilgi verilmesi gerektiği yönünde istekler geldi. Ana başlıklarıyla söz konusu desteklerin bir bölümünden bahsetmek istiyorum. İşletme Düzeyindeki Destekler yazısına devam et
Finansal Farkındalık Zamanı
Geçtiğimiz dört yıl, dünya ve Türkiye ekonomisindeki hızlı büyümenin sarhoşluğuyla geçti. Sarhoşluğun ardından gelen baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik, ‘bir daha mı?’ dedirtirken, yeni dönemin finansal modelini tartışmak gerekiyor. Tüketicinin, hane halkının, firmaların ve kamu kesiminin, iş yönetimi konusundaki gelişmelere ayak uydurması zaman alacak.
Fırtınanın en cezbeli olduğu anda gemisini karaya çıkarmaya çalışan kaptan, çalışıp-çabalarken kendine bir sürü söz verir. ‘Karaya sağ-salim çıkar da, eşimle, çoluk-çocuğumla kucaklaşıp, bir daha açık denizlere yelken açarsam, boyum devrilsin’. Güvertedeki personel; ‘kaptan, geminin batmaması için yükün bir kısmını denize atmamız lazım, nereden başlayalım?’ diye sorduğunda, sefere çıkarken çok değerli görünen yüklere şöyle bir göz ucuyla bakıp ‘bana niye soruyorsunuz, tabii ki, ağır olanlardan başlayın!’ diyecektir. Finansal Farkındalık Zamanı yazısına devam et
Manisa’nın Parası Nerede?
Türkiye’de ekonomik gelişmenin önündeki en büyük engellerden biri olarak “sermaye yetersizliği” gösterilir. Bu nedenle Türkiye’de şahıslar, şirketler, devlet, hep dış tasarruflarla başka bir deyişle borçlanarak yatırım yapar. Burada kritik nokta, uzun vadede, yapılacak yatırımlarla geliri ve dolayısıyla tasarrufu kendine yeter hale getirmektir. Bu amaçla, tasarruf sahipleri ve fon ihtiyacı olanlar arasında, banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla bir köprü kurulur. Ancak, tarım toplumlarında arz ve talep arasındaki sözkonusu köprü, genellikle resmi değil gayriresmi şekilde inşa edilir. İnsanlar tasarruflarını banka ve diğer kuruluşlarda değerlendirmek yerine yastık altında tutmayı tercih edebilir. Manisa’nın Parası Nerede? yazısına devam et