Merkez Bankası enflasyon hedefini %13’lere çıkarınca yine bir ‘ısınma’ benzetmesi gündeme girdi. Enflasyon Raporu‘ndan anlaşılan Türkiye’yle ilgili risk algısı (CDS-Risk Primi) arttıkça portföy hareketlerinin zayıflaması, fon teminini güçleştiriyor. Kurdaki artışın fiyatlar üzerindeki geçişkenliği de beklendiği gibi enflasyonu hareketlendirmiş bulunuyor.
Özellikle üretici fiyatlarındaki artış ve uluslararası piyasalardaki ticaret savaşının etkileri bir araya gelince fiyat istikrarının devamlılığı giderek zorlaşıyor. Kamu maliyesi, seçim öncesindeki rahatlığı ile sıkı para politikasının enflasyonla mücadele olanaklarını kısıtladı. Keza, özel tüketimin seviyesi fiyat artışlarının kontrolüne yardımcı olmuş görünmüyor. Seçim öncesinde kontrol edilen doğalgaz, tütün mamulleri, akaryakıt gibi ‘yönetilen fiyatlar’ın aynı seviyede kalmasında ise zorlanılıyor.
Metafora gelince…
Türkiye ekonomisinin büyüme trendi ne zaman potansiyel büyüme oranının üzerine çıksa ‘ekonominin aşırı ısındığı’ ile başlayıp genellikle ulaşım araçları ile ilgili örneklerle zenginleşen bir metafor yağmuru (meteor değil) medyayı süsler. ‘Motorun su kaynattığı’, ‘tünelin ucunun göründüğü’, ‘frenlerin tutmadığı’ söylenir-yazılır. Edebiyatta temsil ve remizlerin kullanılması konusunda bütün Doğu uygarlıkları gibi zengin bir birikime sahip olmamız bir yana iktisatçıların anladıklarını anlatma konusundaki çabalarını siyaseten de kolaylaştıran bir yoldur ‘metafor’.
Doları ‘ateş’, enflasyonu ‘ejderha’, rahatlama beklentisini ‘tünelin ucundaki ışık’ olarak gören alışılmış formların yanında Dünya Kupası sonrası kullanışlı olabilecek bir başka ‘temsil’ futbol olabilir.