Bugünlerde borsanın umulmadık ölçüde hareketlenmesi, IMF ile imzalanacak bir anlaşmanın eli kulağında olduğu haberleri ve döviz kurunun seyri, 2010 yılının finansman planları konusunda hesapların yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Bu bakımdan, özellikle Türkiye ekonomisi ile ilgili bazı ezberlerin gözden geçirilmesi için çok uygun bir yıl olabilir 2010.
İlk ezberimiz, “yabancı sermaye olmadan büyüyemeyeceğimiz” konusunda.
Öncelikle, Türkiye’nin “üçüz açık”la ilgili sorunlarından hangisini veya hangilerini kendi imkânlarıyla çözüp çözemeyeceğimiz konusunda fikir yürütelim.
Nedir bu üçüz açık?
“Üçüz açık” probleminin birincisi dış açık, cari açık gibi adlarla anılan yani toplumda kabaca ithalatın ihracattan büyük olması şeklinde ifade edilen ama aslında sadece mal ve hizmet alım-satımından kaynaklanan döviz açığını ifade etmeyen “cari açık” sorunudur.
2010 yılında ihracatın hareketlenmesi nedeniyle ithal girdiler için gerekli dövizin, ihracatla elde edilen döviz girdisi ile elde edilemeyeceği anlaşılıyor. Döviz ihtiyacı bakımından ithal edilecek tüketim malları ve dış kredi geri ödemelerini de not etmek gerekiyor. 2010, Ekonomide “Ezber Bozan” Bir Yıl Olabilir… yazısına devam et