Etiket arşivi: başkanlık sistemi

İtalya’da durum farklı…

Hesapsızlığın bugünkü muhasebe sisteminin anavatanındaki görünümü, Yunanistan’dan farklı. Hala kullanılan çift taraflı kayıt sistemini ilk kez deneyimleyen Venedikli tüccar, alış-verişlerini ve sonuçlarını, borç/alacak, kar/zarar, gelir/gider olarak kaydettirirken, uygarlığın karşılıksız alım gücü üretebilen bir finans balonuna dönüşeceğini öngöremezdi herhalde.

Bizdeki “siyakat” usulünün pek de kolay öğrenilir olmadığı, neredeyse şifreli bir dil olduğu söylenir. Her şeye rağmen, saray mutfağına “ne zaman?, hangi bedelle?, ne?” tedarik edildiği, dün olduğu gibi bugün de görülebilir. Ancak, usta-çırak sistemi ile edinilen bu muhasebe dilinin eski metinleri okuyabilen her kişi tarafından dahi çözülemediği de yazılıp-çizilir. Bir parça gizemci, çoklukla Asyatiktir. Çünkü devlet merkezlidir. Aldatmak üzere kullanılması güçtür.

İki yönlü hesapta ise, “doğası gereği”, varlıkların, yükümlülükler aracılığıyla edinildiği öğretilir. Eşitlik, mündemiçtir. Dolayısıyla, her “alacak” karakterli hesabın bir varlık edinilmesinde kullanıldığı, aktif ve pasifin filmin negatifi olduğu temel bir bilgidir. Bilanço dediğimiz form, aslında mali tablo hazırlandığı anda elde bulunanların (aktif) nasıl finanse edildiğini (pasif) gösteren bir “fotoğraf”tır. Keza, gelir tablosu da, o son karenin elde edilmesi için sarf edilen mesainin “film”i olarak anlaşılabilir. Bunları niye anlatıyorum? Sistem basiretsiz hale gelirken niçin buna engel olunmadığını daha iyi anlayıp-aktarabilmek için… İtalya’da durum farklı… yazısına devam et

Anayasa Çalışmaları

Şimdi de İtalya. Yunanistan, Derviş’ini bulduktan sonra, “kıvanç ve tasada ortak” olduğumuz Avrupa ekonomisi ile ilişkilerimizi gözden geçiriyoruz. Özellikle “tasada” sağladığımız entegrasyon, halihazırda yürümekte olan anayasa çalışmalarına yapılabilecek iktisatçı katkılarını sınırlandırmamalı. 1982 Anayasası’nın meşhur “Giriş”inden aktardığım “paylaşım”cı ifade, “anayasa metninde bu defa yer almalı mı?” diye başlayabiliriz mesela.

Bedelli askerliğin, bir “Beyaz Türk Cizye”sine dönüşme ihtimalinden, 73 üncü madde’deki “Vergi Ödevi”nin, Anayasa’nın “Mali ve Ekonomik Hükümler”i arasında değil de niçin askerlikle (Md.72) birlikte, ardarda “Temel Hak ve Ödevler” arasında yer aldığından bahsedebiliriz.

Devletin, kadim bir hükümrandan (“Leviathan” mı deseydim?), iktisadi ve insani referansların emrinde bir “aygıt” olmaklığa doğru evrilmesi gerçeğine temas etmeliyiz. AB’nin, Maastrich zirvesinde anayasa haline getirdiği ekonomik kriterleri uygulamadığı için, “sorgudan azade zat-ı şahaneleri” kaynaklı sonsuz likiditenin engellenmesine dikkat çekmeliyiz. Anayasa Çalışmaları yazısına devam et

65. Hükümet’in Ekonomi Yönetimi ve Başkanlık Sistemi

binali_yildirimBinali Yıldırım tarafından kurulan yeni hükümet programının bir öncekine göre en önemli farkı Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi vurgusu. İkinci olarak da Terörle Mücadele öne çıkıyor. Ekonomi yönetimindeki değişiklik de gözden kaçmamalı.

Artık ekonominin genelinden sorumlu bir Başbakan Yardımcılığına yer verilmemiş kabinede. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Hazine’den, Merkez Bankası’ndan ve Kamu Bankalarından sorumlu… Diğer Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise reformlar ve yatırımların izlenmesi ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), BDDK ve TMSF gibi düzenleyici ve denetleyici kurumlarla ilişkilendirilmiş. Bu durumda ekonomide bir güçler ayrılığı oluştuğu anlaşılabilir. Tartışma konusu olan faiz oranı ve bankacılık sistemini düzenleyen kurumlar ile kararları icra eden kurumlar farklı bakanlara bağlanmış olduğunu görüyoruz. Bu sistem değişikliği, para ve sermaye piyasalarının daha üst düzeyde bir planlamayla yönetileceği şeklinde yorumlanabilir. 65. Hükümet’in Ekonomi Yönetimi ve Başkanlık Sistemi yazısına devam et