Bill Gates’in bir kaç hafta önce ortaya attığı fikir enteresan… Bizzat robotlardan vergi alınamayacağına göre ‘robot kullanıcılarından alınsın’ anlamına geldiği çok açık. Peki hangi robotlardan? Ticari ve sınai kazanç elde etmede kullanılanlardan mı? Yoksa diyelim ki evlerde basit hizmetleri görmekte kullanılan ve daha da yaygınlaşacağı anlaşılan robotların sahipliğinden mi vergi alınacak?
Teknolojinin geldiği düzey vergilendirmede bazı yeni vergi kaynaklarının keşfini içeriyor olabilir. Yine de Gates’in işaret ettiği düzeyde olmasa da üretimde robot kullanımı artarak devam ettiği için robotların vergilendirmeye esas bir unsur hâline gelmesi pratikte mümkün görünmüyor. Zira, robot kullanılarak elde edilen ürünün satışıyla ortaya çıkan ticari kazanç zaten vergilendiriliyor. Haberi doğru okursak, ‘robotların vergilendirilmesi istihdamdan çektiği insan unsuru oranında olmalı’ imasını gözden kaçırmayalım.
Gates’inki yeni ‘luddizm’ mi? Elbette değil…
Literatürden bileceksiniz, sanayi devriminin başlangıç aşamasında makineleşme ile birlikte işlerini kaybeden kişiler arasında ‘Luddizm’ akımı başlamıştı. Türkçeye ‘makine kırıcılık’ olarak çevrilen bu akım zamanla evrilerek her makinenin değil insan çalışmasını ortadan kaldırarak istihdama engel olan makinelerin ortadan yok edilmesi gerektiği şeklinde yumuşadı ve sönümlendi.
Geçen yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan refah devleti yaklaşımı ülkelerin vatandaşları arasındaki gelir ve servet farklılıklarının azaldığı fakat ülkelerarası gelir seviyesi farklılıklarının giderek arttığı bir dönemi ortaya çıkardı. Globalleşme, ürünlerin dünya üzerindeki her bir insanı tüketici hâline getirmek istediğinde bu defa rejimler ve gelir farklılıklarının insanları tüketici olabilmekten alıkoyabildiği anlaşıldı.
Gates’in işaret ettiği vergilendirmeden devam edersek anlaşılıyor ki; giderek daha fazla insan iş yerinde gitmeden üretici olabilecek, kendisine daha fazla zaman ayırabilecek. Peki bu arada tümüyle üretimden çekilmiş olan milyonlarca insan robotlar aracılığıyla da olsa tüketime sunulmuş bir ürün demetini tüketme gücünü nasıl elde edebilecek ?
Gates, tetiği devlete çektirmek istiyor
Evrensel vatandaşlık maaşı (universal basic income) olarak çevrilebilecek asgari bir tüketim gücünün kişilere ödenmesi için devletlerin de üzerine düşen vergilendirme hakkını bu defa ürünlere erişimi mümkün kılabilmek için kullanması gerektiği anlaşılıyor. Devletler robotlar aracılığıyla daha kolay ve daha ucuza üretilebilen ürünlerin tüketimini sağlamazsa küreselleşen piyasalarda arz güvenliği de tehdit altına girmiş olacak.
ABD’li bir zenginin gündeme getirdiği ‘robotların vergilendirilmesi’ önerisini fantastik bir eşitlikçi söylemden çok, bir de piyasa koşullarının devamlılığını ve öngörülebilirliğini sağlama girişimine kamu maliyesini ortak etme teşebbüsü olarak okuyalım.
İşin servet boyutuna gelince…
Bugün günlük kullanım anlamında hiç de lüks sayılmayacak bir araç olan otomobillerin sahipliğinden motorlu taşıtlar vergisi alınabiliyor. Aracı satın alırken ödenen ÖTV ve KDV de cabası. Bir otomobil servet unsuru olarak görülüyor ise robot neden görülmesin ki? Kolaylıkla açıklanabilir. Ama, kamu yatırım ve tüketimi ile ürünlerin tüketilebilmesi için gerekli olan fonların vergi yoluyla piyasadan çekilmesi önerisinin bir süper zenginden gelmesi neo-liberal yapının ‘makine kırıcısı’ rolüne devletlerin soyunacağını gösteriyor. Bir taraftan inovasyonu teşvik etmek öte yandan üretilen yüksek teknoloji ürünlerinin üretiminden, satışından, el değiştirmesinden, sahipliğinden vergi almak artık yüksek teknoloji içeren ürünü tüketme bilgisine ve gücüne sahip olamayan milyar sayıda insanın varlığını tescil etmiş olmuyor mu?
Üreticiye düşen…
Bant üretiminden yeni teknolojiye geçilen üretim düzeninde ürünlerin üretim maliyeti ucuzluyor. Fakat ilk üretime kadar geçen ar-ge maliyeti artıyor. Dolayısıyla her bir ürünün ürün yaşam eğrisi kısalıp yeni ürün sayısı ve maliyeti artıyor. Giderek düşüyor görünen yüksek teknoloji içeren ürün fiyatları, eskiyen ürünlerin ucuzlayıp, sanayi devri fiyatlama davranışının yeni ürün üzerinde egzersiz edilmesine imkan veriyor. Gates’in önermesi gereken bir de evrensel rekabet dolayısıyla daralan kar marjlarının kabullenilmesi olmalı.
Üretim maliyeti ve diğer operasyonel maliyetler yeni teknolojinin imkanlarıyla azaldığına göre, işletmecilik penceresinden değerlendirilmesi gereken unsurlar da mevcut demektir. Küresel teknoloji üreticilerinin oligopolist yapısında sorun var ise robotların vergilendirilmesinden önce bu şartlar regüle edilebilir.