Türkiye’de ekonomik gelişmenin önündeki en büyük engellerden biri olarak “sermaye yetersizliği” gösterilir. Bu nedenle Türkiye’de şahıslar, şirketler, devlet, hep dış tasarruflarla başka bir deyişle borçlanarak yatırım yapar. Burada kritik nokta, uzun vadede, yapılacak yatırımlarla geliri ve dolayısıyla tasarrufu kendine yeter hale getirmektir. Bu amaçla, tasarruf sahipleri ve fon ihtiyacı olanlar arasında, banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla bir köprü kurulur. Ancak, tarım toplumlarında arz ve talep arasındaki sözkonusu köprü, genellikle resmi değil gayriresmi şekilde inşa edilir. İnsanlar tasarruflarını banka ve diğer kuruluşlarda değerlendirmek yerine yastık altında tutmayı tercih edebilir.
Manisa’ya gelince…
Okuyanlar hatırlayacaktır. Yakın tarihte, Manisa’daki ekonomik gelişme ile sosyal gelişmenin birbirine paralel olmadığı mealinde bir yazımız yayınlanmıştı. Aldığımız olumlu eleştirilerin büyük bölümü, Manisa’daki sorunların çoğunun en doğru göstergesinin bu istatistik olduğunu belirtiyordu. Bir kez daha ana hatlarıyla hatırlatmak gerekirse, sözkonusu yazıda, Manisa’nın milli gelire katkısı itibariyle 10., kişi başına düşen gelir itibariyle 15., sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması itibariyle de 25. sırada olduğu belirtiliyordu.
Manisa’da kaynak akışkanlığında yaşanan kopukluk, yönetimden yaşam alışkanlıklarına kadar, hak edilenden daha düşük profillere razı olunması sonucunu da ortaya çıkarıyor. Sözü fazla uzatmadan yine istatistiklere kulak verelim. Manisa;
Kişi başına kredi miktarına göre 25.
Kişi başına mevduat miktarına göre 38.
Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya katkıya göre 10.
Sosyo ekonomik gelişmişliğe göre 25. il.
Yukarıda verileri aktarılan aşağıdaki grafik ilk bakışta karmaşık gibi görünse de, Manisa’nın üretimi ile resmi tasarruf-yatırım döngüsündeki çarpıklığı vurgulamaya en yatkın şekil. Bir ilde üretilen değer ile finansal değerler arasında yeterli bir paralellik kurulması durumunda “kare” şeklini alması gereken grafiğin ortasındaki dörtgen, kareden çok “yamuk” şeklini almış. Yamuğun düzelmesi için yapılması gerekenleri önümüzdeki haftalara taşımak zorundayız.