Manisa’da düzenlenen 18. Yerel Medya Semineri’nin ilk gününe İstanbul’dan gelen yönetmen dostum Ardıç Özçinik’le birlikte katıldık. Daha önce Türkiye’nin çeşitli illerinde yapılan seminerin başlangıcını müteakip, yerel basınla ilgili fotoğraf sergisinin açılışına da çevre illerden birçok basın mensubu katıldı.
Anemon Otel’deki semineri Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Valimiz Celalettin Güvenç, Belediye Başkanımız Cengiz Ergün, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Şahin, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ertuğrul Aytaç ile Afyon, Aydın, Denizli, Muğla, Burdur ve Manisa’dan yerel medya mensupları takip etti.
Yerel basının sorunlarından bahsederken bir yıldır sık sık tekrarlandığı gibi “resmi ilanlar” sorunu da gündeme geldi. Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç basının ve davetlilerin huzurunda yerel gazetelere verilen resmi ilanların kesilmesinin söz konusu olmadığını ve böyle bir düzenlemenin gelecekte de yapılmayacağını belirtince, davetlilerden alkış aldı.
Yerel basın bakımından çok önemli olan bir başka gelişme de, frekans ihalesinin ve televizyonculukla ilgili yasal düzenlemelerin gündeme taşınmış olmasıydı. Yeni dönemde frekans tahsislerinin yapılması özellikle fiili durumları itibariyle belirsizlik içerisinde bulunan kanalların geleceğe daha net bakabilecek olmaları bakımından önem taşıyor.
TRT’de Neler Oluyor?
TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Şahin konuşmasında TRT’deki son gelişmeleri ele aldı. Şahin’in değindiği konular arasında TRT’nin Arapça yayına başlaması ve yayına hazırlanan TRT 5 – Anadolu kanalına ilişkin vurguları dikkat çekiciydi. Konuşmaların naklen yayımlandığı seminerde yerel kanalların TRT arşivinden yararlanabilmesi konusundaki yasal düzenlemelere ilişkin bilgiler de verildi. Bu etkinlikten yerel sanatçıların ve yerel televizyonların aktif rol oynayacağı yayıncılık açısından heyecan verici bir döneme girileceğinin ipuçlarını aldığımı söyleyebilirim.
TRT’nin dışa açılması; özellikle Türkçe konuşulan ülkelere hitap eden TRT-Avaz kanalı dışında Ortadoğu coğrafyasına yönelik Arapça yayına da başlaması yine kısa süre önce yayına geçen TRT 6 Kürtçe yayınlarıyla birlikte düşünüldüğünde Türkiye’nin önümüzdeki on yıllarda gerçekleştireceği kültür ve ekonomi politikaları bakımından son derece önemli atılımlar. Sayın Arınç’tan aldığımız bilgiye göre, Avrupa dillerine yönelik yayınların da başlaması muhtemel görünüyor. Bu bölgesel politik atılımların Kafkasya ve Ortadoğu ayağına Balkan ülkelerinin de eklenmesi isabetli olacaktır.
Türkiye’nin kültür ve ekonomi politikasının birbirine paralel olarak gelişmesi, bugünlerde yeniden organize edilen bölgemiz coğrafyasındaki alışılmış rolleri değiştirebilecek nitelikte olmalı. Türkiye, Türkçe ve Türk Lirası’nın konuşulduğu; tedavül ettiği coğrafyalardaki ticari hareketliliğe hâkim ülke olma konumunu ancak benzer politikalarla güçlendirilebilir.
Geleneksel İhracat Pazarlarında Küçülme
Tabloda da görülebileceği üzere, Türkiye’nin geleneksel ihracat pazarlarındaki küçülme yeni pazarlarda tutunmayı zorunlu hale getiriyor. Yeni pazarlardaki ticaret payı da doğal olarak artmaya devam ediyor. Türkiye pazarında artan yatırım ve işletme maliyetleri nedeniyle Afrika’nın kuzeyinden Kuzey Irak’a kadar sadece mal ve hizmet ihracı değil, doğrudan sermaye ihracı devam ediyor. Bu arada Türk müteşebbisi dünyanın pek çok yerinde fabrikalar kurmaya devam ediyor.
Bu gelişmelerin krizden sonra da kalıcı hale getirilmesi ticaret ve kültür politikalarının ve özellikle Türk Lirası’nın konvertibilitesinin artmasıyla güçlenebilir.
Enerji koridorlarının, sağlık ve turizm merkezlerinin, irtibat merkezlerinin bulunduğu bir Türkiye bölgenin güç ve istikrar merkezi olabilir. Tabii bu alanlarda çalışan basın kuruluşlarının da uluslararası gelişmeleri doğru okuması ve değerlendirmesi gerekiyor.
Seminerin açılışına geri dönersek; Bülent Arınç’ın konuşması sırasında değindiği üzere Manisa’daki yerel gazete sayısı gündeme gelince, gelişkin olduğu düşünülen Manisa yerel basınının sayı itibariyle benzer büyüklükteki illere göre geride olması manidardır. Değinmekte yarar var ki, yerel basının durumu, son zamanlarda gündeme gelen illerin yaşanabilirlik sıralamasında da bir değişken olarak kullanılmıştır.
Yerel medyayla ilgili değerlendirmeler vesilesiyle dile getirilen düşüncelerin ışığında yerel gazetelerin ekonomi haber ve yorumlarındaki gelişmelere de işaret etmek gerekiyor. Yerel kalkınma, bölgesel gelişme sloganlarının, “küresel düşün, yerel davran” sözlerinin sıkça vurgulandığı ortamlarda, üzerinde hak ettiği ölçüde durulmayan bir konu da yerel ekonomi basını. Yerel ekonomi basınımız, maalesef istenen düzeyde gelişkin değil. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Manisa’da da böyle; aslında Manisa’da bir ekonomi yayınının hayatını sürdürebileceği yeterlilikte ekonomik aktivite var.
Dünyanın her yerinde yerel medya organları yerel ekonominin gelişmesine paralel olarak, güç ve aktivitelerini artırır. Artırmalıdır da. Kültürün ve ekonominin gelişmesi için, yerel düşünce ve sanat insanlarının, kanaat önderlerinin tecrübe ve vizyonlarına yer veren yayınların medyadaki payı artmalı. Yerel basının etkinliği arttıkça, yerel siyasetin değerlendirilmesi, halkın demokratik etkinliklere katılımının genişlemesi de paralel şekilde gelişecektir.
Aslında yerel düzeyde rekabet, kalite ve otokontrolün gelişmesi de yerel medya ve STK’ların etkinliğini arttırmasıyla sağlanabilir.
Toplantıyla ilgili son olarak belirtmek istediğim konu; Bu tür toplantıların Manisa’da düzenlenmesinin Manisa’nın tanıtımı bakımından ileride etkileri daha iyi anlaşılacak etkileri olduğunu düşünüyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Sayın Hocam mesleki çalışmalarınız için teşekkür eder, çalışmalarınızın devamını dilerim.
ilginiz için ben teşekkür ederim ibrahim bey.