Ekonominin genel gidişatı ile ilgili bilgi, sezgi, deneyim karışımı tahminlerde bulunabiliyoruz. Bu kokteylin karışımında bilginin oranı arttıkça, tahminlerin doğru çıkma olasılığı artmayıp, azalıyor. Türkiye için deneyim bilgiden, sezgi de deneyimden önde geliyor.
Tüm dünyada tahmin modelleri kurmaya çalışan yüzlerce bilim adamı harıl harıl çalışıyor. Ekonomik büyüme ile güneşteki lekeler arasında bağlantı kuran mı ararsınız, depremler ve uzay cisimlerinin hareketlerini finansal krizlerle ilişkilendirenler mi… Hepsi mevcut. Ama yeni okuduğum bir araştırmaya burada yer verirsem, okuyucuların hislerine daha kolay tercüman olurum sanıyorum.
Maymunlar iktisatçılardan daha iyi tahminciymiş!
Chicago Sun gazetesinin editörleri, üşenmemiş ciddi ciddi bu deneyi yapmışlar.* Adam Monk adını verdikleri 35 yaşındaki bir maymuna (maymun niye 35 yaşında, alındım doğrusu!), her yılın başında dart atışıyla beş hisse senedi seçtirmişler. Bu maymunun tesadüfen seçtiği hisse senetlerinden oluşan portföyler, dört yıldır endeksteki ortalama değer artışının üstünde ve yüzde %14 oranında kazanç sağlamış.
Yukarıda anlattığım deney, tahmincilerin tümüyle başarısız olduğunu düşündüğüm anlamına gelmiyor. Aksine, bu denli çok bilinmeyenli bir denklemden, az çok kurallar, kuramlar üretebilmek büyük yetenek. Ama yine de, insan davranışı gibi saate, havaya, güne, sosyal yapıya, ekonomik imkanlara göre farklılık gösterebilen bir bilinmezden, genel geçer doğrulara ulaşmaya çalışmak, bunları geleceğe ilişkin tahminlere dönüştürmek, çok riskli bir iş.
Türkiye’nin son altı ayını hatırlayınız mesela…
Kapatma davasını öngöremeyen, türban kararını bilmeyen, petrolün 150 doları göreceğini tahmin edemeyen, doğalgazın, elektriğin bu seviyelerde fiyatlanabileceğini düşünmeyen -ki bunların bir veya bir kaçını öngörememek gayet doğal- bir ekonomistin doğru tahmin yapması mümkün olamaz. Bugünkü piyasa rakamlarını öngörebilen bir iktisatçının da, diğer şartları bilmediği varsayımıyla yanlış tahminde bulunduğunu rahatlıkla düşünebilirdik.
Uzun lafın kısası: Bu işin bir formülü yok.
Ekonomide “öngörülebilir olan kümesi”nin alanı, “tahmin edilemeyenler kümesi”nden daha küçük. Ekonomi konusundaki öngörü sorununun açıklaması, ekonomi dışı alanlarda yatıyor. Daha şimdiden ekonomi alanında yeni modeller kurmaya çalışan fizikçiler, yanlışlıkları ortaya koyan gazeteciler ve araştırmacılar var. Umarım bu çalışmalar, bugün tahminlerin bilimsel olmadığını gösterdiği gibi, gelecekte doğru tahminin modellerini de kurabilecektir.
*Ayrıntıları okumak isteyenler için: Faruk Türkoğlu, Referans Gazetesi, 07.06.2008.