Devletin piyasalardaki sıkışıklığın önündeki engelleri aşmada kullanabileceği çeşitli yöntemler var.
Vergiler, harcamalar ve bunların çeşitli bileşimleri. Aynı şekilde para politikasının biçimlendirilmesi.
Vergi politikasında denizin bittiği, sınıra gelindiği anlaşılıyor. Vergileme kapasitesinin zorlandığı belli. Öte yandan tedbirli davranmak isteyen ekonomi yönetimi, iktisadi aktörlerin zorlandığını da algılıyor olsa gerek.
Uzun süre baskı altında kalan talep seviyesi, siyaseten de zorlu bir sürecin kapılarını açabilir.Faiz hadleri ile ilgili Merkez de ‘elimden gelen budur’ diyerek radikal indirimlere gitmeyeceğini aktarmış oldu. Bugüne dek uygulanan’tarz-ı iktisat’ın dışına çıkılması gerektiği izlenimi pekişebilir.Yani, musluğu açma veya kapama biçimindeki konjonktür karşıtı iktisat politikasının yerine ikame edilecek yeni araçlara başvurulabilir.
Genel izlenim, devletin personel harcamaları ve kamu yatırımlarını artıracağı yönünde. İşsizlikle mücadelede kamu kesiminin daha direkt bir rol üstleneceğini düşünenler çoğunlukta. Resmi ağızlardan verilen bilgilere göre, 2013 yılında devlet memurluğuna atanacak kişilerin sayısı 79.000 olarak açıklandı. 2013 yılı bütçesi kapsamında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından verilen bilgiler, hükümetin sosyal refah vurgusunu artıracağını gösteriyor.
Önümüzdeki yıl seçimler de yapılabilir. Ciddi bir cendereden geçen ekonominin hareketlenmesi için kamu harcamalarının önemi büyük olacaktır. Sağlık ve eğitim harcamaları ile birlikte altyapı yatırımlarının önemli olacağı bir dönemin işaret fişeği, 2013 bütçesinde görülebiliyor. Girişimcinin de hanehalklarının da elindeki olanaklar sınırlandığına göre, sosyal yatırımın iki yönlü etkisini beklemek en doğrusu olacaktır. Herşeyden önce, harcama gücü ile genel olarak talebi hareketlendirmek ve selektif bir politika olarak geniş kitlelere aktarılamayan büyümenin nimetlerini tabana yaymaya çalışmak gerekir.
Gelir değilse bile refah dağılımını öne çıkaran bir yatırım-harcama profilini var etmek mümkün. Buna karşın bugünkü ekonomik düzende asıl istihdam kaynağının özel kesim olması gerektiği unutulmamalı. Kamu istihdamında olası yasal düzenlemeleri öngörmek de memur alımlarının hemen ardından akla gelebilecek. Hükümet, devlet kapısında çalışmaya hazır binlerce kişinin yıllara sari finansman yükünü göğüsleyebilmek adına Devlet Memurları Kanunu’nu esnetmek isteyebilir. Bu konuda yapılan çalışmaların devam ettiği söyleniyor. Bu çalışma,zamanlama olarak, SGK’nın bozulan finansal yapısını da reforme etmeyi içerecektir.
Özel sektörün daha verimli bir istihdam yapısını kurması için gereken adımlar, yapısal reformların içerisinde saklı. Girişimci, talep koşullarının uygunluğunu gözlemlediğinde zaten yeni çalışan kadrolarını bünyesine katmakta tereddüt etmiyor. Özellikle kayıtlı istihdamın gelişmesi için verilen teşviklerin yararı, maliyetinin üzerinde olacaktır. Devletin izlemek istediği refah dağılımı politikasının, geliri artırılan özel sektör ve çalışanları ile desteklenmesi ekonomiyi canlandırmakta daha etkili olacaktır.
Türkiye ekonomisinin önündeki atıl kapasite barajının aşılması on yıl sürdü. Verimli ve etkin bir ekonominin var edilmesi için gereken süre en az bu sürenin yarısı kadarlık bir mücadeleyi gerektirebilir. Fiyat yapısını yoluna koyarken, istihdamı, kamu harcamaları yoluyla talebi uyarırken verimliliği göz etmek her zaman mümkün olmaz. Verili ekonomik yapıda, dış ticaret dengesi de gelir dağılımı da bir bant içinde dalgalanmaya başladıkça, yapısal reformlara ihtiyaç daha da hissedilir olacaktır.Pastayı büyütürken, pastayı hazırlayanların da yeterince beslenmiş olmaları gerekiyor.