Ekonomideki sorun demeti içinde gündemde en çok yer tutanı büyüme göstergeleri. Kamuoyunun gündeminde işlerin iyi veya kötüye gittiği şeklindeki yorumların dayanağı da aynı şekilde ekonominin yüzde kaç büyüdüğü. Güncel ekonomik koşullarla göstergeler arasında fark olduğu şeklindeki rivayetin doğruluğu da bir başka gündem konusu.
Geçtiğimiz haftalarda 2008’in ilk çeyreği ile ilgili olarak açıklanan bilgi, %6,5 civarında bir büyüme olduğu yönündeydi. Tabii kamuoyunun bir kısmı, kötümserlere nazire olsun diye ilk üç çeyreği telaffuz etmeden “gördünüz mü ekonomi büyüyor” dedi. Kötümserliğine halel getirmek istemeyenler ise “ama o rakamlar 2008’in ilk üç ayını kapsıyor” diye itiraz ettiler.
Ben de göstergelerle, halkın ve iş dünyasının “işler nasıl gidiyor?” sorusuna cevap verirken kullandığı “haber seti”ni toplu halde değerlendirmek istedim.
Her şeyden önce, işlerin iyi gidip gitmediği konusunda karar vermek isteyen kamuoyu eğer istatistik verilere dayanıyorsa, verilerin oluştuğu tarihle bugün arasında bir zaman farkı var. Kamuoyu eğer geçmişe dayalı olarak hazırlanan ama bugün açıklanan verilerle değil, mesela borsa endeksine, döviz kuruna veya faiz haddine göre karar veriyorsa, bugün borsada satın alınanların “geleceğin beklentisi”, satılanlarınsa “bugünün gerçeği” olduğunu unutmamak gerekir.
Demek ki; bugün için göstergelere göre karar veren kişi, bir parça geçmişin beklentilerinden, bir parça güncel gelişmelerden, yine geçmişte oluşan ama bugün açıklanan reel ekonomi istatistiklerden, bu istatistiklerin oluşturduğu geleceğe yönelik öngörülerden oluşan bir karma ile karşı karşıya olduğunu unutmamalı. Tabii, profesyonel düzeyde sektör bilgilerini ve uluslararası ekonomik verileri de buna ilave etmeliyiz.
Bugün açıklanan veriler, hem geçmişe ait hem de kendisinden de önceki döneme oranla ölçüldüğü için, baz olarak iki veya daha çok, ölçülen dönem olarak bir önceki periyodu dikkate almış oluyor. Bugün hissedilen ekonomik şartların kişisel göreliliği bir yana, dönem olarak en az bir ay ama ortalama üç ay sonra veri haline gelmiş olacağını ihmal etmeyelim.
Eskiden halk arasında “Con Ahmet’in Devridaim Makinesi” adı verilen sonsuz enerji üreten icatlar vardı. Meraklısı için, Avrupa’da basılıp, bunların nefis kara kalem çizimlerini içeren kitaplar bile var. Beş yıldır yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada, ekonomik göstergelerin sürekli pozitif yönde gelişebileceğine ilişkin inanç yaygınlaştığı sıralarda, “Erke Dönergeci” diye bir devridaim makinesinin icat edildiğini duyuran, termodinamik yasalarını zaafa uğratan tam sayfa ilanlar, kolektif çılgınlığın tuzu biberi olmuştu. Bugün, “işler hep kötüye gidecek” diyenlerle aynı tuzağa düşen zihniyetin, uzun vadede böyle bir olgunun teknik olarak mümkün olmadığını anlaması gerekiyor.