Cari açık verileri döviz kurunun katkısıyla iyiye gidiyor. Genel ekonomik denge bakımından elbette olumlu. Dış açığın milli gelirin %6’sından daha alt düzeylere inmesi ve devamında ekonomi küçülmeden açığın bu düzeylerde kalması hedefleniyor. Ekonomi yönetimi binlerce kalem mal ve hizmet ithalinde dış alımı azaltacak çalışmalar yaptı. Henüz kamuoyuna açıklanmayan düzenlemeleri önümüzdeki günlerde Başbakan duyuracak. Sınırlı bir ithal ikamesi denilebilecek bu politika tercihinin artık zorunlu hâle geldiği anlaşılıyor.
Cari açığın yanına kamu açığının da ekleneceği endişeleri su yüzüne çıktı. Yani ekonomide ikiz açık problemi gündeme geldi. Bütçedeki gelişmeler son aylarda vergi hasılatında bir erozyona işaret ediyor. Birkaç ihtimal var elbette; iç talebin gerilemesi veya ithalattaki azalma özellikle İthalden Alınan KDV ile Dahilde Alınan KDV kalemlerinin her ikisini birden etkileyebiliyor. Tüketimdeki gerileme doğal olarak önce dolaylı vergiler üzerinden gözlemlenebiliyor.
Torba Yasa’daki gecikme kısa vadede oldukça etkili oldu
İkinci olasılık, kamu giderlerindeki artış. Kamu maliyesinde, doğrudan nakit dengesini bozacak çok ciddi bir nakit çıkışı da görülmediğine göre, bir başka ihtimal, yani Torba Yasa’nın yayınlanma sürecinin uzaması daha mantıklı bir neden olarak öne çıkıyor. Torba Yasa kaynaklı tahsilatlar sayesinde önümüzdeki aylarda bütçe dengesindeki pozitif gelişmeleri izlemek, bozulmanın devamından daha yüksek bir ihtimal. Şimdilik ikiz açık sorununa doğru kalıcı bir yönelme ihtimalini konuşmak erkenci bir yaklaşım olacak.
FED yine yapacağını yaptı
Amerikan Merkez Bankası (FED) son bir yıldır bahsettiği geri çekilme ile ilgili karar sürecini işletmeye devam ediyor. FED, piyasadaki aşırı Amerikan Doları varlığını azaltmaya çalışırken, henüz faiz silahını çekme gereği duymadı. Şimdilik aylık tahvil alımlarını azaltarak piyasaya sürdüğü para miktarının artış hızını yavaşlatmış oldu. Faiz yükseltildiğinde Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için sıcak para akışındaki azalma fiilen başlamış olacak. ABD, 2008 krizinden itibaren piyasalara aktardığı likiditenin Amerikan ekonomisini yeterince canlandırdığına ikna olduğunda faizleri yükselteceğini deklare etmişti. Türkiye ekonomisi, son bir yılda büyümedeki diyetle bu sürece hazır hale getirilmeye çalışılıyordu.
Enflasyon üzerindeki döviz etkisi devam edecek mi?
Fiyat artışları üzerindeki döviz etkisine geçişkenlik adı veriliyor. Döviz kurundaki yükselmenin yaklaşık 2 aylık bir süre içerisinde kademeli olarak fiyatlara yansıdığı biliniyor. 2013 yılının Aralık ayından bugüne, Türkiye dövizdeki sıçramalar arasında iki önemli seçim atlattı. Bu arada, fiyatlar genel düzeyindeki artış çift haneyi zorlamaya başladı. Enflasyonda döviz haricindeki diğer baskı unsuru da gıda fiyatları. Gıda gibi zorunlu tüketim unsurlarında tüketimin azaltılmasını beklemek mümkün değil. Enflasyon endeksi içerisinde gıda grubunun ağırlığı da toplam endeksin %25’ine yakın düzeyde. Gıda fiyatlarında sorunun çözümü, sadece üretimi artırmak değil, arz kanallarını açmak, gıda fiyatlarının nihai tüketiciye dek geçirdiği aşamaları kontrol etmekten geçiyor.