Ekonomi başrolü çalmak istiyor…

economic-recession1[2]Türkiye ekonomisi biriken dış ve iç risklerin etkisiyle zor bir viraja girmek üzere. 2008 krizi sonrasında (2010 ve 2011 yıllarının krizi telafi edici performansı hariç) verimliliğin düştüğü bir ekonomik yapı ile yüzleşmiştik. Son iki yıldır ortalamanın altında bir büyüme hızına rıza göstermeye devam ediliyor.

Yıllar
Büyüme
İşsizlik
Enflasyon
Bütçe Dengesi
(Cari Denge)
2002
6,2
10,8
29,8
-11,2
-0,3
2003
5,3
11
18,4
-8,8
-2,5
2004
9,4
10,8
9,3
-5,4
-3,7
2012
2,2
8,4
6,2
-2
-6
2013
4
9,1
7,4
-1,2
-7,9
2003 – 2013 Ortalama
5
10
9,1
-3
-5,5
İyi siyaset mi iyi ekonomiden? yoksa, iyi ekonomi mi iyi siyasetten üretilir?
 
Siyaset deyince elbette ekonomi kavramı da toplama dahil. Fakat Türkiye’deki kullanılış şekliyle ekonomik dengenin öncelik taşıdığı alanlar, siyasetten bağımsız kararların konusuları olarak algılanıyor. 2013 sonundan başlayıp, 10 Ağustos 2014 tarihine kadar demokratik hayatın gereği hatta gereğini de aşan ölçüdeki seçim tartışmalarını, kapsamlı hasarlar görmeden atlattık. Sadece son sekiz ay bile Türkiye ekonomisinin belirli bir derinliğe, dayanaklılığa ulaştığının ispatı. Fakat bu havanın devamı halinde ekonomide biriken gazın patlamaya yol açması sürpriz olmaz.
Önce kazanımların korunması…
 
Bütçe dengesi ve enflasyon konusunda kat edilen mesafenin siyasete önemli miktarda yakıt sağladığını unutmayalım. Son aylarda torba yasanın çıkacağı beklentisiyle vergi tahsilatı düştü. Tüketimdeki azalmanın da benzer vergi erozyonlarına sebep olması mümkün.  Enflasyonda geriye dönük olumlu mesafe kaydetmek için de zamana ihtiyaç olduğu ortada. Dış piyasalardan kaynaklanan siyasi ve ekonomik sorunların negatif etkilerini minimize etmek için öncelikle eldekilerin kaybedilmemesi şart.
Ekonomi yönetiminde güvenilirlik şart…  
 
Üç dönem kuralının önemli sonuçlarından biri, ekonomi yönetimi bakımından Ali Babacan’ın kaybı olabilir.
Yeni dönemde ekonomi yönetimi kimlerden oluşabilir? Merkez Bankası Yasası gibi temel politikaları etkileyecek düzenlemeler kapıda mı? Vergi gelirlerindeki eğilimlere paralel olarak kamu harcamalarının disipline edilmesi konusunda projeler mevcut mu? Yabancı yatırımcıların özellikle beklediği hukuk reformları tamamlanacak mı? Özel sektörün verimliliği, yeni teşebbüslerin hızlandırılması gibi konularda beklenen reformlar için bir hazırlık yapılıyor mu? Özel sektörün borçluluğu ve özsermaye yapısının güçlendirilmesi için neler yapılabileceği ekonomi yönetiminin gündeminde mi?
Büyüme ve istihdam konusunda kalıcı iyileşmeler ancak yeni dosyaların açılmasıyla sağlanabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir