Kategori arşivi: Mikro Ekonomi

Güncel Gelişmeler Işığında Davranışsal İktisattan, Kavranışsal İktisada…

Son yıllarda çok satan kitaplar, dizi ve filmlerde kısacası popüler kültürde psikoloji ve psikiyatri ‘moda’ hâline geldi.

Bilim, gündelik hayata meze yapılan bir kültür endüstrisi ürününe dönüştürülüp kitleselleştikçe, neredeyse bir ‘mistifikasyon’ etkisi yaratıyor. Başka bir bakış açısına göre popülerleşen bilim, ‘mistifikasyon’ ihtiyacını karşılıyor ya da Kafkaesk bir yorumla gündelik hayattaki başa çıkılması güç unsurları açıklayarak ortalama bireye geçici bir bilgelik(!) deneyimi yaşatıyor.

Ekonomide son yirmi-otuz yılda Nobel Ödülü alan iktisatçıların davranışsal ekonomi konusunda çalışıyor olmaları da bu durumla ilişkili olsa gerek.

Davranışsal iktisadın revaç bulmasının bir nedeninin de iktisat teorisinin başlangıçtaki yanlış kabulleri olduğunu düşünüyorum.

‘İnsan rasyonel bir varlıktır’ ya da ‘İnsan ekonomik davranışlarını ihtiyaç ve kaynaklar arasında yaptığı tercihlerle çıkarını maksimize edecek şekilde yapılandırır’ gibi varsayımlar, klasik ekonominin mottosudur. Hâl böyle olunca, klasik iktisat, tümevarım yoluyla devletin ekonomiye müdahalesini, hatta bizzat devleti ‘zorunlu bir fenalık’ olarak gören anlayışları beslemiştir. Güncel Gelişmeler Işığında Davranışsal İktisattan, Kavranışsal İktisada… yazısına devam et

Yeni bir salgın: İnfodemi

Otoriter yönetimlerin kontrolündeki medya organları aracılığı ile yaygınlaştı: ‘Yanlış Bilgi Salgını’.

SSCB dönemindeki Pravda Gazetesi buğday üretiminin bir yıl öncesine göre, mesela %100 arttığını duyururdu. Mao döneminde bürokratlar, üst yönetimin korkusuyla tarım üretimi rakamlarının sonuna sıfır ekleyip (yani 10’la çarpıp) Pekin’e gönderirdi.

Batı Dünyası da sanki ülkelerinde süper zenginlerden başkası yaşamıyormuşçasına, kapitalizmin refah sağlayan tek yönetim modeli olduğuna inandırmaya çalışırlardı kamuoyunu.

Piyasa ekonomisi rakipsiz kalınca, bu defa ödeme gücü araçları ve güvenlik sektörü üzerinde yoğunlaşan bir bilgi-yorum yanlışlığı salgını başladı.

Yeni bir salgın: İnfodemi yazısına devam et

Covid’le sayısı artan yeni bir iktisadi ünite: ‘(T)üretici’

Türkiye’den bahsedersek internet alışverişinin ne kadar hızlı arttığı bir haber değeri bile taşımıyor. Bundan daha önemlisi internet alışverişini tercih edenlerin giderek alışveriş tutarını artırması. Artan alışveriş sayısı ve harcama tutarına ek olarak e-ticarete konu olan mal ve hizmetlerde de doğal olarak bir çeşitlenme gözlemleniyor. Bu çeşitlenme B2B
(şirketten şirkete), B2C(şirketten tüketiciye), C2C (tüketiciden tüketiciye) gibi varyanslarıyla e-ticaret kanalının evrimleşmesine yol açtı (https://www.iyzico.com/blog/b2b-b2c-ve-c2c-nedir-arasindaki-farklar-nelerdir/) Bugün yoruma ihtiyaç duyulan başka bir değişim ise tüketicinin artık tüketim amaçlı ürün icad edip bunu talep etmesi anlamına gelen (t)üretici aşamasına geçiş olmalı. Yani: ‘C2B’

J.Babtiste Say’ın (https://tr.wikipedia.org/wiki/Jean-Baptiste_Say) Mahreçler Kanunu’nu hatırlayalım: ‘Her arz kendi talebini yaratır’ demişti Say.  1929 Bunalımı ile hızlıca rafa kaldırılan bu yaklaşım artıkher talep kendi arzını yaratır’ olarak okunmalı.

Covid’le sayısı artan yeni bir iktisadi ünite: ‘(T)üretici’ yazısına devam et

İlk Çeyrekte Büyüme Çift Haneli Olur

Gelişmeler Türkiye ekonomisinin geçen yılın aynı dönemine göre önemli bir performans artışı göstereceğine işaret ediyor. Bundan sonra sokaktaki adamın gündemi, gazetede göklere doğru yükselen büyüme eğrisini gördüğünde; “Hadi be or’dan ekonomi %12 büyümüş, öyleyse biz niye hissetmiyoruz” demek olacak. Haber bültenlerindeki hava sıcaklığı göstergesinin yanında rüzgar veya nem dolayısıyla görülen “hissedilen hava sıcaklığı” gibi bir büyüme göstergesi düzenlemek gerekiyor.

“Niye hissetmiyorsun biliyor musun emekli amca?” Ekonomi bir çeyrek büyümekle henüz kriz öncesi büyüklüğüne ulaşmadı. İkincisi, senin gelirin sabit gelir olduğu için, gelirdeki değil enflasyondaki büyümeye göre ayarlanıyor.

Köşedeki bakkal soruyor: “Hocam ekonomi düzeliyor diyorlar ama bizde daha tık yok”. Sen de önce veresiye defterindeki alacaklarını tahsil edip, rafındaki malları yerine koyacaksın. ” Borsa yükseldi ama…” diye söze başlayan köfteciye de “Hayırdır, hisselerini halka mı arz edeceksin” diye sormak lazım. İlk Çeyrekte Büyüme Çift Haneli Olur yazısına devam et

KOSGEB hizmet sektöründe destek alanlarını belirledi

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresiKOSGEB tarafından verilecek hizmetler ve desteklerden yararlanacak Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere İlişkin Sektörel ve Bölgesel Önceliklerin Belirlenmesi Hakkında Karar 18 Eylül 2009 tarih ve 27353 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Amacı; küçük ve orta büyüklükteki işletmelere ilişkin sektörel ve bölgesel önceliklerin belirlenmesi olan karara göre; imalat sanayi sektöründeki KOBİ’ler KOSGEB tarafından öncelikli olarak desteklenecek, bununla birlikte bir dizi sektörün de desteklenmesi sağlanacak. KOSGEB hizmet sektöründe destek alanlarını belirledi yazısına devam et

İşletme Düzeyindeki Destekler

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresiManisa’daki sanayi kuruluşlarının yeniden yapılandırılması ile ilgili yazımızda, kamunun verdiği desteklerden yararlanma alışkanlığının yerleşmediğinden bahsetmiştik. Çeşitli kişi ve kurumlardan bu ve benzeri konularda pratik bilgi verilmesi gerektiği yönünde istekler geldi. Ana başlıklarıyla söz konusu desteklerin bir bölümünden bahsetmek istiyorum. İşletme Düzeyindeki Destekler yazısına devam et

Yeni Gündem: Bölgesel Kalkınma

destekTürkiye’de yeni yeni konuşulmaya başlanan kavramlardan biri de bölgesel kalkınma. Ülkemizde bölgesel kalkınma konusu, bugüne kadar genellikle bölgelerarası gelişmişlik farklılıkları veya ulusal kalkınma planları perspektifinden ele alınmıştı.

Küreselleşmeyle birlikte, kalkınma konusu yerelleşmeye başladı. Türkiye’de belki de bu akımın etkisiyle bölgesel gelişmeyle ilgili çalışmalar başladı. Öncelikle, bu konuda anahtar rolü oynayacağına inanılan kalkınma ajanslarının kurulmasıyla ilgili yasal düzenlemeler üzerinde çalışılmaya başlandı. Yeni slogan “yerelleşmeden globalleşmek mümkün değil” Yeni Gündem: Bölgesel Kalkınma yazısına devam et

Yatırımcıya Tavsiyeler…

Özellikle son günlerde, finansal piyasalarla ilgili görüş ve öneri soran kişi ve kuruluşların sayısı artmaya başladı. Bu konuları, imalat sanayinde faaliyet gösterenlerle konuşmak, küçük yatırımcıya kıyasla daha kolay. Zira, reel sektör daha öngörülebilir ve uzun periyotlarla hareket ediyor. Bir başka gerçek de şu ki; sanayici sizi dinlese de, kendi bildiğini yaptığı için, olası bir zarardan sorumlu olmuyorsunuz. Bireysel tasarrufçular, sokakta, lokantada karşılaştığınızda direk olarak “döviz mi yoksa altın mı?” diye soru sorabiliyor. Yatırımcıya Tavsiyeler… yazısına devam et

Krizin Etkilerini Azaltmada Pazarlama Stratejilerinin Önemi Büyük

Krize direnmek ama nasıl?Manisa’daki sanayi kuruluşlarına bir bütün olarak bakmak krizin etkilerini azaltma konusunda birkaç önemli konuyu gündeme getirebilir.

Öncelik tabiî ki finansmanda.

Cari açığın fonlaması için, özel sektörün borç grafiğindeki artış kritik seviyeye geldi. Firmalar, uzun süredir, ithal girdi bağımlılığını sürdüren bir ekonomik yapıda dış ülkelerden borçlanma olanaklarını kullanıyorlardı. Kredi imkanlarının daralması ile birlikte ihraç pazarlarındaki durgunluk koşulları bir araya geldiğinde, likidite sıkıntısının çözümü için yeni formüller düşünmeye ihtiyacımız olacak. İhracatımızın büyük bölümü tüketim mallarında oluştuğuna göre, özellikle pazarlama alanında gösterilecek hüner nakit sorununda etkili olacak.  Krizin Etkilerini Azaltmada Pazarlama Stratejilerinin Önemi Büyük yazısına devam et

Hayırseverlikten Kurumsal Sosyal Sorumluluğa: Sanayicinin Yol Haritası

Sosyal sorumlulukSanayicilerin çoğu kendilerine gelen yardım taleplerine cevap vermek zorunda. Yerel yönetimler, dernekler, spor kulüpleri sürekli veya arızi olarak, farklı sosyal sorunlarla ilgili olarak işletmecilerin kapısını çalıyor. Firmalar da bu taleplere talep edilen yardım miktarına, sponsorluk konusuna, işletmenin o andaki nakit durumuna göre olumlu ya da olumsuz yanıtlar veriyor. İşletme sahibinin, şirketinden ayrı olarak servetinden ayırdığı fonlarla özel ilgisi olan sosyal konulara göre kaynak ayırması da bir başka yöntem. Hayırseverlikten Kurumsal Sosyal Sorumluluğa: Sanayicinin Yol Haritası yazısına devam et