2020’den akılda kalan başlıkları sıralarsak birinciliği elbette Pandemi alacaktır. Başkanlık seçiminde Trump’ın ikinci defa seçilememiş olması da ikinci büyük olay… Türkiye özelinde depremler, ekonomik dalgalanma ve özellikle döviz kurundaki tırmanış manşetlerden hiç düşmedi. İklim değişiminin yansımaları ise uzayan sonbahar ya da kışın bir türlü gelmemesiyle gündeme yerleşen bir başka konuydu.
Bu olayların ortak noktası, alışılagelen sistemin, moda deyimle ‘müesses nizam’ ile karşıtı arasındaki ilişkinin test edilmesinde frekans aralığının sıklaşmasıydı. Birikmiş toplumsal enerjinin, ekonomik çelişkilerin ve popülist politika unsurlarının harekete geçmesi de 2020’nin suçu olmasa gerek.
Frankenstein Neyi Anlatır?
İngiltere’de 19. Yüzyıl’ın başlarında Mary Shelley tarafından kaleme alınan meşhur romandaki yaratığın değil cüretkâr bilim adamının adıdır Frankenstein. Sonradan başına bela olan yaratık, en çok Dr. Victor Frankenstein’a zarar vermiştir. Müesses nizamı sarsarak Zeus’a karşı gelmenin bedelini ağır ödeyen Prometheus’un öyküsünde olduğu gibi yaratık da birçok acılar çekmiş ve doktorun çevresindeki neredeyse tüm sevdiklerini yok etmiştir.
Covid-19 virüsünün Çin’de bir laboratuarda üretildiği tezi teyit edilmiş değil. Ama doğruysa bu virüsün, Dr. Frankenstein’in yarattığı fakat baş edemediği ucube ile ne kadar benzediğini söylemeye gerek yok. Laboratuvarlarda yaratılmadıysa dahi çağdaş uygarlığın bu sorunu çözmede sergilediği beceriksizlikler, en azından sosyal güvenlik ve sağlık sisteminden gelir dağılımı politikalarına kadar Zeus’u tahtından indirmiş görünmektedir.
***
Shelley kitabını 1818’de kaleme almış. O dönemde İngiliz aydınlarının neredeyse tamamı 1789 Fransız Devrimi’nin oluşturduğu rüzgârdan etkilenmiş; romantik bir gemi seyahati ile Kara Avrupa’sındaki ‘müesses nizam’a kafa tutan özgürlükçü düşüncenin doğduğuna inandıkları İtalya’ya ve Yunanistan’a uzanmayı adet edinmişlerdi. Muhtemelen Shelley’in Prometheus’u kitabın adına ekleme sebebi de mitolojiden yararlanmanın Shakspeare’in ölümünden 200 yıl sonra bile geçer akçe olarak görülmesiydi.
Fransız Devrimi, 1818 itibariyle geride bıraktığı 29 yılda bırakınız özgürlüğü daha çok terör getirmiş de olsa bakiyesi “devrim romantizmi” bazı aydınları oyalayadursun başlayan asıl devrim (Sanayi Devrimi) yeryüzünü değiştirmeye başlamıştı. Tıbbi teknoloji ile yeni bir insan yaratılabileceğini hayal eden Shelley, Sanayi Devrimi ile Dr. Frankenstein’ın yaratığı arasında bir metafor kurmuş olabilir.
Trump’ın ABD’nin müesses nizamı ile ilgili eleştirilerini biliyoruz. ABD’nin Dünya jandarmalığından, uluslararası kuruluşlara yaptığı mali desteklere, özellikle ithal ürünlere ve göçmen varlığına karşı duruşu ile alışılagelmiş yapıların tümüne yüzeysel bir üslupla eleştiri getiren Trump, tıpkı Shelley’in akranı aydınlar gibi sadece kendi ülkesindeki değil tüm Dünya’daki romantizme yakın bir tavır sergilemiş olmadı mı aslında?
Biriken enerji yer kabuğunda kırılmalara yol açtığında; Ozon tabakasının delinmesi ile iklim değişikliği arasındaki ilişki yıllar var ki kanıtlandığı halde Aralık ayı hava sıcaklığı şaşkınlığa yol açtığında; hastane faturası ile karşılaşmamak için koronalı hastalar evlerinde veya sokakta öldüklerinde; hükümet kararıyla faiz düşürüldükçe kur ve enflasyon yükseldiğinde; müesses nizamla ilişkileri tanzim etmek için atılması gereken adımlar var demektir.
Mevcut düzenin revizyonu sağlanmadıkça siyasal, ekonomik, doğal ve sosyolojik krizler sıklaşmaya devam edecektir.
***
Romanın sonunda bütün yakınları öldürülmüş ancak kendisi sağ bırakılmış olan Dr. Victor Frankenstein, yarattığı ucubeyi bulmak için ümitsizce Kuzey Kutbu’na doğru yolculuğa çıkmıştı. Kendileri güneydeki sıcak ülkelere kültür turizmi turuna çıkan yazar ve arkadaşlarının hikâyenin anlatıcısı Kaptan Yüzbaşı Walton’u ve Dr. Frankenstein’ı Kuzey Kutbu’na göndermesi manidardır. Prometheus da Doktor Victor gibi gönüllü olmasa da Kuzey’e, Kafkas Dağlarına sürgün edilmiş fakat sonradan Zeus tarafından affedilmişti (Dr.Frankestein’la ilgili bu yazıdaki bilgiler Mina Urgan’ın İngiliz Edebiyatı Tarihi adlı kitabı esas alınarak düzenlenmiştir) . Demek ki gerçeklerle hesaplaşmak için biraz uzaklaşıp realiteye karşıdan bakmak, yaratılan ucubeyi en azından terbiye etmek gerekiyor.
Bugün kimin Frankenstein kimin yaratık, kimin Zeus kimin Prometheus olduğu edebiyattaki veya mitolojideki kadar net değil. Müesses nizamda değişiklik önerenlerin de söz konusu yapının içinden çıktığı unutulmamalı. Ne ki Shelley’nin, kurgusuna felsefi bir derinlik katmak için Promotheus’u kullandığı dönemde sanayileşme ile birlikte işsiz kalacağını düşünerek makine kırmaya yönelen ‘ludist’ akımın tohumları da atılıyordu.
Sözün özü: Dünya 2020’de talihsiz bir yıl yaşamadı. Müesses nizam, birikmiş borçlarını ödemeye başladı. Belki de yapılandırdığı borcun ilk taksitini…
Çok güzel bir yazı. Kaleminize sağlık.